Deprem gerçeği

Deprem gerçeği

Geçen sene 6 şubat günü Güneydoğu ve Doğu Anadolu da 11 kent etkileyen dehşet bir deprem olmuştu.

İşin en enteresan olanı iki şiddetli deprem üst üste geldi ve çok yıkıcı oldu.

Biz Batman'da saklandık ama bazı kentler vardı ki kıyameti yaşadı.

Maraş ve Hatay gibi, Adıyaman ve Antep inanılmaz bir dehşeti yaşadılar.

On binlerce insanımız o gün şehit oldu. On binlerce bina yıkıldı. Bu gezegende yaşanan son yüzyılın en büyük ve dehşet verici depremiydi.

Yaralar hala sarılmaya devam ediyor ama kayıpların verdiği acılar taptaze.

Çocuklarını, anne-babalarını eşlerini kaybeden o kadar insan var ki.

Depremin ardından yarım kala hayatlar ve hikayeler kaldı.

Türkiye deprem kuşağında ama tedbir konusunda dünyadaki en hasarlı ve zayıf ülke.

Canlı fay hattının üzerine imar izni veren ve bina diken hırsız müteahhitler ülkesi.

Kader başka bir şeydir tedbirsizlik ve arsızlık başka.

Depreme bu ilke yine hazır değil, biz kaderini yaşamaya mecbur bırakılıyoruz.

Sen tedbirini alacaksın sonra yine binan yıkılırsa işte o kaderdir ana fay hattı üzerinde, eski dere yatağı üzerinde denetimsiz maldan çalınmış bina yaparsan bu başka bir şeydir.

Cezası da yok. Bunu herkes biliyor.

O kadar bina yıkıldı ne ceza verildi. Yirmi yıl mı?

O kadar canın bedeli bu kadar mı? Türkiye'de insanın gerçekten değeri yok.

Deprem bir gerçeklik ama tedbirsizlik ve hırsızlık bir arsızlıktır.

Ülke hiç birşeyden ders almıyor. Olan masum insanlara oluyor.onbinlerce tamamlanmamış hayat ve hikaye.

Depremde yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, kalanlara sabrı cemil temenni ediyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ