- 03-12-2015 12:33
- 19984
Toplumu düzeltmek için önce insanların kafasının içini düzeltmek lazım.
Zihniyet bozuksa yapılabilecek çok şey yoktur!
İnsanın içinde birilerinin sırtına binme dürtüsü varsa, buna ahlak kuralları, yasalar, yasaklar veya kurallar engel olamaz.
O dürtüyü tetikleyen etkeni ortadan kaldırmak lazım!
O etkeni ortadan kaldırmak içinde kişiyi sağlam değerlere bağlamak lazım.
Maalesef bizi bizden uzaklaştırmak, hep başkasının cebine, işine, aşına, eşine, kızına bakmak için değerlerimizden uzaklaştırdılar.
Değerlerinden uzaklaştırılan millet, önüne ne konulduysa onu aldı. Ağzına ne verildiyse onu emdi. Üstüne ne geçirildiyse onu giydi…
Toplama bir dine, toplama bir kültüre toplama bir ahlaka sahip oldu. Kimse de bu toplamayı yaparken bünyenin uyumuna bakmadı. Yaşanan reaksiyonlara tedavi yerine anestezi verildi.
Sonuçta hastalıklı bir beden, açık bir göz, kapanmayan bir ağız ve şuursuz bir beyin çıktı ortaya!
Beyin şuursuz olunca da beden saçmaladı. Beden saçmalayınca da toplum karıştı. Hırsızlık, zina, cinayet, kin, nefret, haset…
Tüm anormallikler, normalleşmeye başladı!
Hırsızlık zaruretten, cinayet zorlamadan, faiz-tefe ihtiyaçtan, rüşvet mecburiyetten, baskı doğallıktan, işkence sevgiden, haraç ve hakaret vatan sevgisinden kaynaklandı… !
Ne olduk, nereye gidiyoruz?
Düşman nerede?
Aslında düşman içimizde!
Bizi değerlerimizden uzaklaştıranlar bizi bitirdiler!
Rusya’nın şuan yapmak için can attığını misliyle yaptılar.
Atom bombasını maneviyatımıza atılalar. Maneviyatımızı bitirip maddiyatımıza hükmettiler. Şimdi de bizi zevkle izliyorlar.
Çok şükür ki hala ceddimizin hatırına ayakta kalan belli kurumlarımız, cemiyetlerimiz var. Belki de onların hatırına toplum hala ayakta!
Yoksa Rusların füze atmasına gerek kalmazdı!
Bu pisliklerle teker teker mücadele etmek yerine, direk temel inip, insanların maneviyatlarını güçlendirip, değerlerini ön plana çıkarmalıyız.
Değerleri olan insanların, değersiz, boş, beleş fiiliyatlarla işi olmaz.
Kimsenin malında, mülkünde, namusunda gözü olmaz.
Gözü olanında gözünü çıkarır!
Unutmayın, değil devletin, İsrail devletinin malını bile yemek helal değildir. Sizin olmayan, alın terinizin karışmadığı, ya da başkasının hakkı ve rızkı olan bir malı yemek, ne Müslümanlığa ne de insanlığa sığar!
Deniz bile olsa, Allah sahibine bağışlasın diyeceksiniz, sahibi zaten sizi o denizde yüzdürür…
Ama hırsızlık bereketi kaçırır!
Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…