- 25-04-2023 10:57
- 25-04-2023 17:58
- 60
Dikkat! Hikaye’nin başlığı hikayenin sonunda yer alıyor.
Zamanın birinde, köyün birinde bir muhtar varmış.
Önceki muhtariyetin yasakları, köy hazinesini iyi yönetememesi, köy halkının sıkıntılarını kulak ardı etmesi sebebiyle bir sonraki seçimde halk haklı olarak zıt görüşteki başka bir muhtarı seçmiş. Ancak bu muhtar bazı önemli şeylerin farkındaymış:
Açlık
Bilgizlik
Kin ve nefret
Kör kütük partizanlar
...
Bütün bu bileşenleri iyi kullanıp halkın büyük bir kesimini avucunun içine almayı başarmış.
Bir sonraki seçimde de muhtarlığı kazanmış. Ne var ki hikaye böyle güzel devam etmemiş.
Neticede daha önce muhtarın yanında yer alan bazı azaları (ihtiyar heyeti) muhtarın safından ayrılmaya başlamışlar. Derken muhtar ve muhtarın geriye kalan ortakları bu ayrılanları köy halkının hainleri olarak ilan etmişler. Bu duruma inan da olmuş inanmayan da.
Hulâsa kötü gidişat, yokuş aşağı devam etmiş.
Ancak muhtar ve yardımcıları bu kudrete o kadar alışmışlar ki, bir zamanlar kendilerinin de bu sebeple seçildiklerini unutup aksi görüşteki herkesi düşman olarak görmeye ve göstermeye başlamışlar.
Köy halkı her gün kavga ediyor,
Açlık çekiyor,
İtiraz edince soluğu karakolda alıyor,
Diğer taraftan bu açlıktan, kavgadan beslenen köy magazin gazetecileri ve şakşakçıları servetine servet katıyorlarmış.
Ezilen köylü halkının tek bir söylemi varmış:
"Nasıl ki sizden öncekiler yönetmeyi becermediler ve onları seçimle gönderip sizi başa getirdiysek bugün de siz yönetemiyorsunuz ve sizi seçimle göndereceğiz bu da gayet doğal bir hakkımız."
Muhtar ve yandaşları koltuklarının sallandığını anlayınca, seçim öncesi başlamışlar yeni adayları karalamaya.
"Bunlar halay çekmeyi bilmiyorlar
Saz çalmayı bilmiyorlar
Tesbih çekmeyi bilmiyorlar vs."
Bu söylemlere gülüp geçen halk olduğu gibi, muhtarın çorabının terini içmek için sıraya girenler de varmış.
Gel zaman git zaman, kara kış bitmiş bahar mevsimi gelmiş. Bahardan korkan, baharın gelmesini istemeyenler bile çok mutlu olmuş.
Köy halkı, insan olduklarının farkına varmışlar.
Zamanında o kadar çok hırpalanmışlar ki, bu müreffeh hayatı rüya sanıyorlarmış.
Bulutun gölgesi üzerlerine düşecek olacaksa, sanki birazdan yüzüne çarpacak, muhtarın elinin gölgesi sanırlarmış.
Harç borç düşünmeden uyuyacakları ilk gece, bu durumun şokunu yaşadıkları için heyecandan uyuyamamışlar.
Ez cümle halk artık bir şeyi çok iyi anlamış;"Bundan sonra sadece geceleri uyumak var, ayakta uyutulmak yok."
Geldik hikayemizin sonuna.
Artık uyuma vakti tabi eğer vakit geceyse.
İyi uykular. Güzel günlerde "Günaydın" sesini duymanız dileğiyle.