Ülkenin en saygın, manevi ve ahlaki değerlere en fazla önem vermesi gereken Diyanet İşleri Başkanlığı'nda neler oluyor?
Şaibeler, kafa karıştırıcı sorulara verilmeyen cevaplar, bir kısım personelin siyasette tarafgir tutumları hayra alamet değildir.
Faiz konusunda verilen fetva, Hac ve organizasyonu yapması.
Birçok personelin acenteler ile ilişki içine girip Hac ve Umre ticaretinde etkili olmaları.
Dış görevli olarak yurt dışını mesken edinen bir avuç kişi.
Atama ve tayinlerdeki isabetsizlik.
Hafızlık (ki çok önemli ancak imamlık için yeterli değil) ile elde edilen imtiyazlar.
Hele bir de ne görev yaptıkları belli olmayan Vaiz veya vaizeler.
Görevlileri denetleme ve verimi artırmak için görev yapan murakıpların keyfi tutumları.
Ülkenin ahlak ve manevi kalkınmasında motor görevini yapması gereken DİB bu görevi yaptığına kanı olmayan yığınla halk kitlesi.
Kaymakamın camideki görevliyi darp etmesi, Müftüyü ayağına çağırması ona hakaret etmesi.
Hele bir de Kulp ta bir imam eşinin bir başka imama kaçma/kaçırılma olayı.
Ülkemizde her kurum ve kuruluş DİB den daha iyi bir durumda değildir.
Ancak DİB personeli görevi sadece cami içinde sınırlı değildir.
Her davranışları toplum tarafından örnek alınan kişilerdir.
Görev ve hizmetleri alacağı maaş tan ziyade Allah'ın rızasını ön planda tutacak karaktere sahip olmalı.
Ahlaki değerlere çok önem verilmelidir.
Ticaretten uzak, Hac ve Umre işinde ticari kısmını değil denetleme ve ibadet kısmı ile ilgilenmelidir.
Yasalarda mevcut olan siyasetten uzak durma maddesi etkin kullanılmalı tüm siyasilere karşı eşit mesafede olmalıdır.
İşin teselli veren yönü yukarıda saydığım olumsuzlukların DİB içinde çok küçük bir azınlığın yapmasıdır.
Kahhar çoğunluğu görevi bil hakkıyla yaptıkları da bir gerçektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı varlığını sürdürmesi gerekir. Ancak ahlaki ve manevi değerlere önem veren personel sayısı artırılabilir.
Ticaretten, siyasetten uzak durulmalıdır.
Teyin ve görev süresi belli kriterler ve cemaatin takdiri göz önünde bulundurulmalıdır.