DİYARBAKIR VE ULU CAMİİ

Sayın Cumhurbaşkanımız Şehrimize hoş geldin sefalar getirdin. Şehrimize gelmen bize değer verdiğinin bir nişanesi olarak kabul ediyor gelmenle iftihar ediyoruz.

Senin gelmenle ne kadar sevindikse şehrimizi tanıtmak amaçlı bilbaortlara asılan ve Ulu camiyi Surp Gragos Ermeni kilisesi olarak lanse edilmesine de o kadar üzüldük.

Şehrimizin medarı iftiharı ve 639 yılından beri cami olan Ulu Caminin Diyarbakır Şehircilik İl Müdürlüğünün şehrin farklı yerlerine yerleştirdiği billboardlara Ulu Camiyi Surp Gragos Kilisesi olarak tanıtılması cehaletten mi, sehven mi, yanlışlıkla mı olduğundan ziyade hiç te hoş olmadığıdır.

Bu afişi hazırlayanlar Diyarbakır müzesi sayfasını ziyaret etme zahmetini gösterselerdi Surp Giregos Kilisesinin yapım tarihi bilinmemekle beraber 1515-1518 yıllarında aynı yerde kilisenin yapıldığı, 1880 tamamen yandıktan sonra 1883 sonra tekrar yapıldığı. 1916 yılında beş katlı çan kulesi yıkılmış olmasina rağmen Harabesinin halen mevcuttur.

Diyarbakır’ı Ermenilerle özdeşleştirmek, Ulu Camisini Ermeni Kilisesi imiş gibi lanse etmeye çalışmak kime faydası var? Her ne ise

Diyarbekir Hz. Ömer(ra) hilafet döneminde 639 yılında İyaz Bın. Ganem Komutasında İslam ile tanışmasından sonra bir daha küfrün tahakkümü altına girmemiş nadir bir kenttir.

Evliya çelebi seyahatnamesinde; Şehre gelenler boy abdesti alıp Ulu camide iki rekat namaz kıldıktan sonra işlerini görürlerdir.

İslam aleminde ise Mekke deki Kabe, Medine’deki Nebi camisi, Kudüs’teki Mescid ül Aksa, Şam’daki Emevi camisi’in den sonra beşinci harem olarak Diyarbakır’daki Ulu Camiye önem vermişlerdir.

Harem; Dini bir terim olarak sadece Mekke deki Kabe ve etrafı için kullanılır. Çünkü helal olan bazı fiil ve davranışların buralarda yapılması haramdır.

Kutsiyet bakımından da Kabe deki namaz Diğer camilere oranla 100 bin defa daha sevap olduğu, Nebi camisinin Kabe dışında diğer camilere oranla bin kat, Kudüs’teki Aksa Mescidi bunların dışında diğer ibadet yerlerine göre yüz kat daha efdal olduğudur.  Bu değerlendirme Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selemin hadisine dayanmaktadır.

Diğer camilerde eşit seviyede olduğu gerçeğidir.

İslam âlimleri, yapımı, cemaati, ilme hizmeti ve diğer kriterleri de göz önünde bulundurarak Şam Emevi Camisini dört Diyarbakır ulu camisini de beşinci olarak kabul etmişlerdir.

Doğrumu olmuş?

Bana göre evet.

639 yılındaki Müslüman ordularının İç kaleye günümüz Hz. Süleyman camisinde 27 sahabe şehit verilerek içeri girilmiştir. Zulmü ile meşhur melikesi Meryema dıra’nın şehirden ayrıldığını duyan ahalinin tekbir getirerek Martoma Kilisesinin üçte birini camiye çevirerek sevinçlerini göstermişlerdir.

Neye dayanarak bunu söylüyorum? Eğer halkın sevinci ve isteği ile değil de fethin sonucu burası camiye çevrilmiş olsaydı, buradan önce fethin ilk yapıldığı İç kaledeki M.S 2 yy. yapıldığı tahmin edilen Saint George (Kara Papaz) cami yaparlardı.

Ulu caminin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir.

Evliya çelebi avluda bulduğu İbranice kitabeye dayanarak Hazret-i Musa döneminde yapıldığını belirtmiş (yedi kıta dergisi 81 sayı Mayıs 2015)

Hz. Ömer döneminde Martoma Kilisesinin bulunduğu yere Ulu caminin yapıldığı rivayet edilir.

Tarihi bilgilerde Martoma Kilisesi olarak bilinen Ulu cami şehrin fethi ile birlikte cami olmuş 1091 yılında Selçuklu Hükümdarı Melikşah tarafından büyük bir onarım görmüştür. Nisanoğulları, İnallar, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhusrev, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Artuklular ve Osmanlı padişahları bu camiye hizmet etmiş, tamirat, kitabe ve eklemeler yapmışlardır.

Selam ve dua ile

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ