- 06-06-2021 12:12
- 06-06-2021 12:13
- 4368
Günümüzde oluşan çevre kirliliği, doğadaki denge değişimi ve ekosistemin çöküşe geçişinin en büyük müsebbibi insan oğlunun aç gözlülüğüdür.
Paylaşmayı bilmeyen, kazan kazan hırsına sahip olan, çıkarı için ahlaki ve etik değerlere önem vermemenin bir eseridir.
İnsanin sınırsız arzu ve istemlerini tatmin etme sevdası, çevreye ve doğaya zarar vermekte dünyayı yaşanabilir durumuna zararları dokunmaktadır.
İbni Abbas ve Enes İbni Malik (ra) rivayetle Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "İnsanoğlunun bir dere dolusu altını olsa da, bir dere daha ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doyurmaz. Ama Allah, tövbe edenlerin tövbesini kabul eder."(Buhari)
İnsan eliyle yapılan tahribatlar, bilinçsizce yapılan tüketimler, çevreye zarar vermeler var olan dünya düzenini yani eko sisteme zarar vermişlerdir.
Rum suresi 41 ayet:
"İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karadan ve denizden fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır. (Diy. Meal)
Birleşmiş Milletler 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede 5 Haziran tarihinin "Dünya Çevre Günü" olmasını oy birliği ile kabul etmiş o günden günümüze kadar "Dünya Çevre Günü" kutlanmaktadır.
Gelişi güzel atılan çöpler, plastik atıklar, yanmış yağların lavaboya dökülerek suya karıştırılması, piknik alanlarındaki kirlilik ve benzeri çevre kirliliği "temizlik imandan bir parçasıdır" diyen dinimiz de hoş karşılamamaktadır.
Yaz aylarının gelmesi, hasat mevsimi ve tarlaların yakılması çevre felaketinin bir başka yönüdür.
Hasadı elde eden çiftçinin samanını topladıktan sonra tarlasını ateşe vermesi İslami, insani ve ekonomik değildir.
İslami olmayışı çeşit çeşit canlıların diri diri yakılmasıdır.
İnsani olmayışı, komşusunun, köylüsünün veya diğer insanların toprağından geriye kalan kısmından faydalanmasına izin verilmemesi ve bencilliğidir.
İşin ehline sorulduğunda ise nadasın yakılması faydalı canlı türlerinin yok olmasına sebebiyetten ekonomik olmadığıdır.
"Kıyametin yarın kopacağını bilsen dahi ağacı dik" diyen bir dinin mensubu olarak; çevreye zarar vermek şöyle dursun çevreye faydamızın ve dikili bir ağacımızın olması gerekir.
Doğaya zarar veren tüketimlerden ve çevreyi kirletecek her şeyden uzak duralım.
Gelecek nesillere daha iyi yaşanılabilir bir dünya için çaba gösterelim.