DÜŞÜK MALİYETLE YOL GENİŞLETME

Kaldırımlar köpüklü suyla yıkanıyor diyen haberi okuyunca şaşırdım.

Alışkın olmadığımız bir temizlik hizmeti olarak yıllar öncesinde Malatya’da öğrenciyken gece yarısı Malatya Belediyesinin yolları kaldırımları köpük ve suyla yıkadığını hatırladım.

O zaman imrenerek baktığım Belediyenin temizlik birimlerini takdir etmiş, nerde bizde o kalite diye Batman Belediyesinin o noktaya hiç gelmeyeceğini düşünmüştüm.

Yanıldım mı acaba diye düşünürken, kayyum atandığından beri belediyecilik hizmeti arttı mı artmadı mı diye yapılan tartışmaların yersiz ve gereksiz olduğunu düşünüyorum.

Neden derseniz, herkes görmek istediğini görüyor, görsün ya da görmesin inanmak istediğine inanıyor, inandıktan sonra da sizi de inandırmak için olmadık yerlerden olmadık deliller getiriyor.

Belediyecilik hizmetlerinin ilk akla gelen konularından ikisi olan yol asfaltlama ve temizlik çalışmalarıyla ilgili hizmetin arttığını iddia edenler, şehrin en görünür yerlerindeki yürütülen hummalı çalışmaların çok da görünür olmayan yerlerde yürütülüp yürütülmediği konusunda bir fikir sahibi olduklarını sanmıyorum.

***

Dedim ya insanlar iddialarına delil olabilecekleri görür gerisine gözünü kapatır.

Hizmetin arttığını söyleyenler de, azaldığını konuşanlar da ya da değişen bir şeyin olmadığını iddia edenler de iddialarını gerçeklerle değil, ideolojik duruşlarıyla destekledikleri siyasal partinin söylemiyle belirliyor.

Bana sorsanız arttığını, azaldığını ya da değişmediğini söylemek için çok erken. Öyle bir ayda iki ayda görülebilecek bir sonuç değil. Diğer taraftan hizmetin kayyumla birlikte arttığına dair iddiaları çürütemeyip konuşanlar var ki konuştuklarını anlamak mümkün değil.

Neymiş, devlet desteklerin ağzını açmış, neymiş, bilmem hangi belediyenin destekleriyle almış yürüyorlar.

Yürüsünler...

Mesele hizmetse sizinle olmuyorsa varsın onlarla olsun. En azından belediyeciliğin ideolojik bir kamplaşmayla olmayacağını göstersinler. Bizi kamplaştıran onlar ama diyenler de çıkabilir.

Velev ki öyle olsun.

Yeter ki hizmet etsinler.

Birbirimize köpürüp hayatı ve kenti cehenneme çevireceğimize varsın hizmeti köpürtelim.

Tabi lafı güzafı bir yana bırakıp şunu söylemek istiyorum. Belediye yetkilileri yolları köpükle yıkamadan evvel, kaldırım ve caddelerimizi esnaf işgalinden kurtarmayı hiç düşünmez mi? Bunu kimse gündemine almaz mı?

Kaldırımlar bir yana, caddelere kadar taşan esnafın terbiye edilmesi gerek. Zaten nüfus ve yol kapasitesine göre yüksek olan ve gün be gün artan araç sayısı ile trafikte hareket etmek ya da park yeri bulmak mümkün olmuyor.

Ben olsam... ile başlayan cümleleri ve yaklaşım tarzını sevmesem de bir defaya mahsus bu girişi yapacağım.

Ben olsam, bir gün bütün zabıta ekibini eski adıyla sigorta caddesine sokup kaldırım ve caddede ne bulsam alıp toplarım. Zabıta bunu bir iki defa o cadde de yapmaya kalktığında bir daha kimse babasının malıymış gibi ne kaldırımı ne de caddeyi işgal eder.

Bunu sırasıyla bütün caddelerde uygulamaya başladığımızda hem yollarımız genişler. Hem kısmen de olsa araçlara park yeri açılır hem de vatandaş yolda değil de kaldırımda daha güvenli bir biçimde yürümeye başlar.

Bunu yapardım ama maalesef ben değilim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ