- 01-07-2021 16:00
- 01-07-2021 16:25
- 24
Mutlak tarafsızlık mümkün değildir. Bir yer olmaksızın insan bakamaz. Mutlaklık Allah’a aittir. İnsan düşüncesi verileriyle ilgilidir. İnsan aldıklarıyla taraf oluşturur. Yaşayış, tecrübe bu tarafa katkı sağlar. Hakkın ve adaletin tarafında olmak önemlidir. Bu tarafın tek yol kılavuzu Allah’ın Vahyi Kur’an-ı Kerim’dir. Kim Kur’an-ı anlar ve yaşarsa ebedi mutluluğa ulaşır.
İnsanı tanımlamak: Doğrunun kaybolduğu dünya çelişkilidir. İnsan sınırlıdır. Kabiliyet ve kapasitesi ile veri elde eder. Beş duyu sınırlı çalışır, yetmez. Doğrunun olmadığı dünya olmaz. Bunu akıl ve tabiat söylüyor. Tabiat altın orana göre tanzim edilmiştir. Zıtların bile uyumu vardır. Bitki, taş her şeyin arkasında büyük akıl var. Doğrudan vaz geçilmez. İnsan beyaz bir sayfa değildir. Fıtrat; insanın yaratılışının fabrika ayarıdır. İnsan sıfır bilgi ile dünyaya gelmez. İnsan akıllı tasarım ürünüdür. Bu yok sayılamaz. İnsan akıllı, iradelidir. Huduri(fıtrat) ve husuli(üst bilgi) aile, okul, medya,siyaset ,dijital bilgisine sahiptir.
Ön yargıyı aşmanın yolu ön bilgidir. O’da Fıtrattır. Vicdan; zulmün, zulüm olduğunu bilir. Vicdan fabrika ayarıdır. Limbik sistem bedeni yönetir. Deliler intihar etmez. Akıllılar intihar eder. İnsan görmediği gücün, gördüğünü yarattığını bilir. Sebep ligin bilgisi insana verilmiştir. İnsan neden diye sorar. Ön yargıyı, ön bilgiyle hallederiz. Ön bilgiyi kapatan, örten kafirdir. Kur’an-ı Kerim: İnsanı, kendisini tanıtır. Vahyin amacı ön yargıdan kurtul, fabrika ayarına dön. Akıl, irade ve vicdan bu üçlü amacının dışında ön yargı oluşur. Vicdanı dinlemek; aklı ve iradeyi yerli yerinde kullanmak gerektirir. Duygular limbik sistemle çalışır, akılla dengelenirse yerli yerinde kullanılır. Akıl ile duygu ilişkisi önemlidir. Bu ilişkinin Kur’an-i ifadesi.’’ O(muttakiler) ki bollukta da darlıktada infak ederler. Öfkelerini denetimaltında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar, zira Allah iyilik edenleri sever.’’ (Al-i imran suresi;134.ayet) ‘’Yine onlar, utanç verici bir iş yaptıkları veya kendi kendilerine kötülük ettikleri zaman, Allah’ın affını hatırlayıp hemen günahları için bağışlanma dilerler; Hem Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Üstelik onlar yaptıkları kötülükte bile bile ısrar etmezler.’’(Al-i imran suresi;135.ayet). Günahta ısrar, günaha aldırmamak vicdanın kör oluşunun sonucudur.
Akıl, düşünce ve duygular eğitilir. Duygular denetim altına alınmazsa, akıl ve iradeyi etkiler. Anı değerlendirmek aklın eğitimi ile mümkündür. ‘’ Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana ermezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkum eder! ‘’(Yunus suresi;100.ayet). Kokuşmuş ve çürümüş hayatı yaşamaya, onur kırıcı iğrenç musibetlere mahkum olur. Aklını kullanmamak tüm sapmaların çıkış noktasıdır. Vahyin amacı insana aklını doğru kullanmayı öğretmektir. İç dünyasını vahye inşa ettirmeyenler, duyguların ve güdülerin dünyasına teslim olurlar. Kendini kaybeden ne kazanır? Zaman değişiyor. Allah sürekli yaratır. Ana bağlı kalmamak gerekir. Bilginin kaynağı varlık, akıl kaşiftir, bilgiyi keşfeder. Bilginin sermayesini kainata koyan Allah’tır. Varlık görünebilir enformasyondur. İnsan bilgiyi keşfederek alır. Allah yarattığına anlam yüklemiştir. İnsana düşen Allah’ın koyduğu anlamı keşfetmektir. İnsan fıtratla bakarsa anlamlı bakar, yaradılış muradını keşfetmeye çalışarak iki cihan mutluluğuna kavuşur.
Keşif ve inkişaf bilgi ile elde edilir, üretilir. Üretim ne kadar çoksa aklı ve bilgisi de çoktur. Allah’ın varlığını inkişaf sayesinde anlıyoruz. Bu günün probleminin temeli bilgiyi ana mahkum etmektir. Müslüman geleneğe takılarak sınıfta kalmıştır. Vahye sadakat gösterenleri Vahiy yüceltir. Nebi, şehitler, Sıddıklar, Salihler cennet ehlidir. İbrahim resul babasına sahiplenici dille hitap ediyor. Sahip olduğun bilgi ve inancı sorgula, öğren, bil. Aksine o inanç insanı savurur. Tek Allah inancına sahip ol. O inancın bilincinde ol. ‘’ Bu kitapta İbrahim’i de zikret! Hakikaten O doğruluk dürüstlük abidesiydi, bir resuldü.’’ ‘’Hani o babasına Ey babacığım! Demişti. Niçin işitmeyen, görmeyen ve senden hiçbir zarar def etmeyen şeylere kulluk ediyorsun? ‘’ ‘’Ey babacığım! İnan ki bana, sana ulaşmamış olan hakikat bilgisinden bir pay ulaşmış bulunuyor, öyleyse bana uy ki, seni dost doğru yola yönlendireyim!’’ ‘’Ey babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, O rahmet kaynağına isyan eden biridir! ‘’ ‘’ Ey babacığım! O rahmet kaynağından gelecek bir azabın sana dokunmasından endişe ediyorum; işte o zaman sende şeytanın bir dostu olursun!’’ (Meryem suresi;41,42,43,44,45.ayetler.) Bilim nasılın üzerinde duruyor da, niçin in üzerinde durmuyor. Niçin in cevabını Vahiy veriyor. İbrahim Resulün zihninde acaba dolaşmıyor. Muhakkak olanı zikrediyor.
Din adına konuşan Allah’ın metodunu kullanması gerekir. Vahiy tebliğin esasını oluşturur. Dost doğru yola vahiy ulaştırır. Din adına kurtuluşun yolu Resule tabi olmaktan geçer. ‘’ ( Ey Resul) de ki: Ey insanlar iyi bilin ki ben Allah’ın hepinize gönderdiği elçisiyim. Öyle bir Allah ki: göklerin ve yerin egemenliği O’na aittir. O’ndan başka ilah yoktur. Hayatı ve ölümü yaratan O’dur: o halde Allah’a ve Resulüne inanın. Allah’a ve O’nun bütün mesajlarına inanan ümmi Nebiye..ve O’nauyun ki doğru yolu bulabilesiniz! ‘’(A’raf suresi;158.ayet). ‘’ De ki: Benim tüm istek ve arzum, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir.’’(En’am suresi;162.ayet) Müminin andı. İnsanı Allah en güzel kıvamda yaratmış, üstün yeteneklerle donatarak yolun başına bırakmış. Eğer insan emanete sadakat göstermek istiyorsa, kendini Allah’a adayacaktır. Zira insanın kendisini armağan edeceği ve aldanmayacağı tek kapı Allah’ın kapısıdır. Allah dışındaki bir kapıya aldanış bin aldanıştır. Zira insana değerini yalnızca Allah verir. Bu yüzden kendini Allah’a armağan edene fiyat biçilmez. Fiat biçilenin ise değeri olmaz. Onu alanda çıkar, satanda. Allah cümlemizi kendini Allah’a adayanlardan eylesin! İnşallah! Selam ve dua ile.