- 21-09-2022 00:07
- 20-09-2022 20:08
- 142
Milli Eğitim’in Yetkili Sendikası Eğitim Bir Sen bir Ekim de seçime gidiyor.
Milli Eğitim personelinin sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve savunmak için kurulmuş olan sendika, yöneticilerinibelirleyen delegelerini seçecek.
Bu delegeler yönetimi belirleyecek. Yönetim için üç Grup yarışıyor.
İşin ilginç tarafı şu ki bu üç grupta yönetimde bulunanlardan oluşuyor ve Şube Başkanına karşı seçime girdiklerine göre hiç biri hiçbir şekilde bugünkü yönetimden memnun değil.
Anlaşılan o ki gün itibarıyla Batman Eğitim Bir Sendikası hiç ama hiç iyi bir şekilde yönetilmemiş. Seçimlerin rengi kesinlikle bunu gösteriyor.
Bu kesin görünüyor…
Zaten dışarıdan bakıldığında da durum bu. Sendika üyesi öğretmenlerin büyük çoğunluğu yönetimden ve yönetim şeklinden memnun değil.
Aslında bizlerde pekte Sendikacılığın yapıldığı söylenemez. Hala sendikalarımızı grupçuklikçi boyutlardan kurtulabilmiş değiliz.
Aslında Sendikaların görevi;tüm üyelerinin hak ve menfaatlerinin korunması iken maalesef bizde dost ve ahbap durumunda ki bir azınlığın makam ve menfaatleri için sendikal faaliyetler gerçekleştiriliyor.
Sendikalar; üyelerin aidatları ile var olan kuruluşlar. Her ne kadar devlet, sendika aidatlarını ödüyor olsa bile. Bu böyle…
Çünkü netice de verilen aidatlar üyelerinin vasıtasıyla veriliyor.
Sendika Başkanlarının maaşları, araçları, makamları, yedikleri, içtikleri, giydikleri, yaptıkları masraflar hep üyelerinin verdiği aidatlardan karşılanıyor.
Bu nedenle Başkan ve yönetimin üyelerine karşı sorumlulukları oldukça fazla.
Her bir Sendika üyesinin üzerlerinde hakkı var. Bu hak hem dünyevi ve hem de uhrevi. Dünyayı bir şekilde geçsek bile Sendika Yöneticileri sahip oldukları konum, makam ve gelirler nedeniyle Allah’ın indinde de üyelerine karşı sorumlular.
Kul hakkı var meselenin içinde. Ve de bu hak; kul affetmeyinceye kadar Allah’ın affetmediği bir hak…
Haaa! Sendika Yöneticileri bunu umursarlar mı?
Benim gördüğüm kadar Allaha inanmalarına rağmen kul hakkını pekte umursadıkları yok. Tabi onların bu hesabı da Allaha…
Ama şu bir gerçek “Kul dünyada alamadığı hakkını muhakkak Allah’ın indinde alır.”
Bu nedenle Sendikacıların sorumluluğu çok fazla…
Neticesinde “Xesiret dünya velaxire” olabilir. Yani tamah ettikleri şeyler için hem dünya da ve hem de ahirette “zarar edenlerden” olabilirler.
Sendikacılar tüm üyelerinin haklarını korumak zorundalar. Çünkü “Kul hakkından vaz geçmedikçe Allah affetmez.”
Tabi ki anlayana….
Bu seçimlerin bir başka yönü daha var.
Ne yazık ki bu tür seçimler maalesef “dindarım” diyen sınıf için neredeyse “Cemaatler çatışmasına” dönüşüyor. Bu durum inançlı kesim için çok büyük bir kayıp. Netice de Allah’ları bir, kitapları bir, peygamberleri bir, kıbleleri bir, mezhepleri dahi bir ama buna rağmen birbirlerini “tekfir” edecek kadar cedelleşebiliyorlar. Oysa hiçbir menfaat “din” değildir. Bu durum kesinlikle islam’ın istediği bir şey değil. İslami de değil.
Mesele tamamen çıkar ve menfaate dönüşünce inançlarda bu menfaatler için alet edilir hale getiriliyor.
Kesinlikle bu tür seçimlerde dindar kesimler meseleyi cemaatler çatışmasına çevirmemeliler. Çünkü yapılan bu hadsiz uygulamalar pak ve temiz olan cemaatleri kirletiyor.
Bu nedenle cemaatler ve cemaat isimleri kesinlikle bu hasımlaşmalarda kullanılmamalı. Ve de bizzat Basiretli Cemaat liderleri cemaatlerini bu durumdan korumak ve zarar görmesini önlemek için gerekli hassasiyetleri en ince detaylarına kadar hesaplayarak göstermelidir.
Tüm cemaatlerAllah’ın ve Peygamberinin yoluna uyduğu müddetçe bizim cemaatlerimizdir.
Aziz İslam dininin gelişip yayılması, insanlar arasında varlığını sürdürmesi, pak, temiz ve arı bir şekilde insanlık coğrafyasını sulaması ve insanların kana kana bundan içmesi için cemaatler, maddi ve manevi menfaatlerden arınarak tamamen ilahi rıza için xalisane bir şekilde çalışmalı, didinmeli, gayret göstermeli, faaliyetlerini icra etmelidir.
Allah’ın indinde xalisane bir şekilde arınmış ve arıtılmış olarak sırf Allah rızası için yapılan çalışmalar semere verir.
Bu nedenle öncelikle tüm cemaatlerin Allah için yola çıktığını ümit ederek bu pak ve temiz yapılar için canla başla çalışmış, fedakarlıklarda bulunmuş, canlarından, mallarından geçmiş, zindanlar hapisler görmüş, ömürlerini sürgün ve hicretlerde geçirmiş bu yapıların ayakta kalması ve insanlar arasında yaşaması için seferber olan lider ve yönetici kademelerinin bunlara herkesten çok daha fazla dikkat edip hassasiyet göstermeleri gerekmektedir.
Ben acizane derim ki;
Lütfen! Müminlerin her türlü fedakârlıkları ile oluşturulmuş bu pak ve temiz cemaatlerimizi bu tür menfaat alanları için lekelemeyelim. Cemaatlerin manevi ağırlıkları bu şekilde elde edilebilecek dünyevi menfaatlerden milyon kere milyon defa çok daha büyük ve etkilidir. Bu manevi kokuyu gidermeyelim. Onun o güzel boyasıyla boyanalım.
Cemaatlerimizi dünyevi menfaatlerden uzak tutmak ümit ve dileğiyle Allaha emanet olunuz.
Furkan 2 yıl önce