- 01-04-2018 23:30
- 26
Büyük devletler, güçlerini köklerinden alırlar.
Kökleri derin olmayan hiçbir devlet uzun yaşayamaz!
O devleti yıkmanın veya sömürmenin birinci kuralı o köklerle arasına set çekmektir!
O setlere engel olmanın yolu ise nesillerin doğru ve güçlü bir şekilde eğitilmesinden geçiyor.
Düşmanının eğitim sistemiyle, düşmanla mücadeleyi kimse anlatmaya kalkmasın!
Köklerinden kopuk bir ağacın meyve vereceğini kimse anlatmasın!
Her ağacın her iklimde yaşayabileceğini kimse iddia etmesin!
Yaşamaz, yaşatamazsınız, yaşamayacak…
Ceddimize küfreden, tarihimizi yok sayan, körpecik beyinleri kalıplara mahkûm eden, araştırmayı değil ezberlemeyi, geliştirmeyi değil kabul etmeyi öğreten, her şeye değil tek şeye baktıran eğitim sistemi bizim değildir.
Bizim için hiç değildir!
Bunları tartışmaya başlayarak, eğitimi millileştirebiliriz.
100 yıl önce ne oldu?
Bunu niye gerçek kaynaklarından alamıyoruz.
Belgelerin bir kısmı imha edilirken, geri kalan bazı belgelere niye hala ulaşamıyoruz. Yasalarla, yasaklarla niye hala bazı vesikalara ulaşmak engelleniyor.
Neyden korkuyoruz?
Kurtuluş savaşında mücadele ettiğimiz düşmanların şapkasını kafaya takmanın yasa ile zorunlu hale getirilmesini niye tartışamıyoruz?
Düşmanın şapkasını kafaya takmanın yasal zorunluluk olduğunu, bunu takmayanın kafasının vurulduğunu niye konuşmuyoruz?
Bunu çocuklarımıza niye büyük bir devrim olarak anlatıyoruz!
Savaşta İngilizleri Fransızları İtalyanları bu topraklardan kovanları o kovduklarının şapkasını takmadıkları için asıldığını hatta şehirlerinin bombalandığını niye bilmiyoruz.
Bu mu millilik, bu mu medeniyet?
Biz hala bunları çocuklarımıza anlatamıyorsak, şapka takmadığı için asılanları hain ve yobaz, onları asanları ise medeni ve kahraman olarak anlatıyorsak, burada ciddi bir sorun var demektir.
Eğitimin temel kurallarından biri kandırmamaktır.
Kandırılmamayı öğretmektir!
Siz eğer eğitiminizin temellerini kandırmak veya bazı gerçekleri örtmek üzerine kurarsanız, hiçbir yere varamazsınız.
Tüm beyinler köreltir, geleceği karartır, verimliliği de yok edersiniz!
Arada çıkanlar olmaz mı mutlaka olur.
Malum bazı tohumlar toprak olmadan kayada bile yetişir.
Lakin bizim, istisnalara değil, genele bakmamız gerekir.
Bina yaparak, öğretmen sayısını artırarak ve kitap basarak değil temellere inerek, zihinleri açarak, gerçekleri görerek eğitimi geliştirmemiz gerekir.
Bizim eğitim sistemimiz, robot üretiyor!
Robot üretecek adamı üretmiyor!
Balık ile kurdu denizde, aslan ile kargayı havada, yılan ile serçeyi karada yarıştırıyorlar!
Balık koşmaya, kurt yüzmeye, aslan uçmaya, serçe sekmeye çalışıyor bunu yapamayınca da beceriksiz olarak yaftalanıp, kenara atılıyor!
Kimsenin kendine özgü özellikleri dikkate alınmıyor!
Bu sistemin bize ait olmadığı ise hiç dikkate alınmıyor!
Belki üzerinde oynanıyor ama oynandıkça bozuluyor!
Bozuk bir sistemin daha kötüsü, üzerinde oynanmış olanıdır!
Ve maalesef bu hep yapılıyor!
Hans için yapılan Hasan’a yedirilmeye çalışılıyor!
Ebraham, İbrahimden üstün gösteriliyor!
Monica medeni, Münevver yobaz olarak gösteriliyor sonra da buna “Milli Eğitim” deniyor!
Hadi oradan!
Köklerine bağlı ve saygılı olmayan hiçbir şey Milli değildir, verimli hiç değildir!
Konuşalım, tartışalım, doğruları ve yanlışları tüm çıplaklığıyla ortaya dökelim.
Belgeleri, kaynakları ortaya dökelim.
Bizim ceddimiz yanlışlar yapmış olabilir ama asla utanılacak şeyler yapmamıştır.
Utanılacak şeyler yapanlar, kendilerini saklarlar ve bizim sistemimizde maalesef saklanan çok şey var!
Büyük devlet olmak istiyorsak, önce eğitimi millileştirmemiz gerekir!
Düşmana ait olan her şeyin ayıklanması gerekir!
Sonra da diğer alanların…
Milli deyip, başkasının eğitimini, yasasını, silahını bize pazarlayanlar bizden değildir!
Bunu yüksek yerlerden bağırabildiğimiz gün, bizim milli değerlerimize geri döndüğümüz gündür.
İnsanların kandırılmadıkları yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…