- 03-02-2022 00:12
- 02-02-2022 16:01
- 3542
Bir ülkenin, toplumun, kavmin ve bireyin şekillenmesinde en önemli etken eğitimdir.
Eğitim; anne kucağında, ailede, okullarda, TV’lerde, dini kurumlarda, bir arada bulunulan ortamlarda ve mahalle baskısıyla alınır.
Günümüzde, baba, bazen anne-baba çalışmakta, iş yoğunluğu, mesai ve geçim telaşı aile eğitiminin azalmasına sebep olmakta.
Dünyaya gözünü açan evlât; kreş, ilk, orta, lise, üniversite derken hayat boyu eğitimini eğitim kurumları olan okullarda alır.
Televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve benzeri aletler, ev ortamının vaz geçilmezi, eğlence ve zaman geçirme aletleri, beni âdemi etkileyen, yön veren ve eğiten birinci derecedeki unsurlar olmuştur.
Medya ve okullar eğitim yönleriyle, toplumun değer yargılarına, aile yapısına, örf, ânâne ve geleneklerine önem vermediğinden kuşak çatışmasına sebebiyet vermektedir. Bu da topluma fayda yerine zararı daha çok olmuştur.
Kuşak çatışması topluma fayda yerine zararı olmuş, toplumun temelini teşkil eden aile yapısının çatırdamasına sebep olmuştur.
Maalesef ülkemizdeki eğitimin yanlışlığı ve bu yanlıştan ısrarcı olunması doğru değildir.
Küçüğün büyüğü kale almadığı, büyüğün küçüğe değer vermediği bir durum oluşmuştur.
Eğitimdeki (öğretim demiyorum) başarısızlık aile düzenini bozacak seviye gelmiş, boşanmalar, şiddet, zina ve intiharlar gün geçtikçe artmaktadır.
Toplumsal huzursuzluk, psikiyatrik hastalıklar, suça bulaşma ve adlî vakaların gün geçtikçe artması hayra alamet değildir.
Toplumun değer yargılarıyla, örfüyle, gelenek görenek ve kültürüyle barışık olmayan bir eğitimden; doğruları beklemek, toplumun huzur ve kalkınmasına katkıdı olacağını düşünmek fazla saflık olacağını düşünüyorum.
Olması gereken eğitimimizi, milli ve manevi değerlere önem üzerine inşa edilmesidir.
Kuşak çatışmasına yol açacak düşünce ve fikirlerden arındırılmasıdır.
Ülke içerisinde de yaşayan farklı; dil, din, mezhep ve benzeri farklılıklar bir zenginlik olarak eğitimin birinci önceliği olmasıdır.
Empatiyi geliştirme, "kendine istediğini başkasına isteme", "Küçüğünü seven büyüğüne saygı duyan" bir eğitim anlayışına dönülmesidir.