- 07-12-2022 00:00
- 06-12-2022 19:11
- 142
Ez im EhmedêXanê me. Jiboevînêkanî me. Û xwedîvîzimanî me...
EhmedêXanî Hicri 1061- miladi 1650-51 yılında Doğubeyazıt ta doğdu. Babasının adı İlyas, annesinin adı Gülnigar’dır. O zamanın ismiyle Bazıdê, Beyazıt ta babasının yanında başladığı eğitimi Ahlat, Van, Urfa ve Bitlis gibi önemli kültür merkezlerinde sürdürdü.
İcazetini yani diplomasını Van- Hoşap Medresesi müderrislerindenMolla Cami den aldı. Dönemin Beyazıt Beyliğinde kâtiplik yaptı. Anadili Kürtçe gibi Arapça, Farsça ve Türkçeyi kullanabiliyordu.
Şair, filozof ve zamanının âlimlerinden olan, aynı zamanda bürokraside kâtiplik yapan EhmedêXanî, büyük Kürt Âlim ve Şairleri MelayêCiziri ile FeqiyêTeyran’dan hemen sonra yaşamış ve onların Kürt edebiyatına kazandırdıklarından büyük feyz alıp yaralanmıştır.
Yaşadığı dönemde Kürt edebiyatına eşsiz eserler kazandırdığı gibi Kürt milletinin birlik ve beraberliği için yoğun bir çalışma içine girmiş, gayret göstermiştir. Başta çocuklar olmak üzere her kişi ve kesim için Kürtçe değişik edebi eserler ortaya koymuştur.
Çocuklar için hazırladığı “NûbuharaBıçûkan” ve “Eqideyaİmanê” gibi eserleri Kürt medreselerinde günümüze kadar okutulmuştur. Bu eserler EhmedêXanê’nin Kürt çocuklarına bir başka deyişle milletinin geleceğine ne kadar büyük bir yatırım yaptığının delilidir.
Ne jıbo sahip rewacan BelkijıbobıçûkênKurmancan
Seçkin olanlar için değildir. Belki Kürtlerin çocukları içindir.
Diyerek yazdığı eseri kimler için yazdığını belirtmiştir. NûbeharaBıçûkan adını verdiği bu eseri “JıboBıçûkênKurmancan” “Kürt çocukları” için yazdığını ve bu eseri ders kitabı olarak okumalarını tavsiye etmiştir.
Alimler;EhmedêXanî’nin bu arzusunu kırmamış ve günümüze kadar bu kitapları Medreselerde baş tacı yapmışlardır. Xanî’nin;
Wekijıquran ê xelasbınLazımelısewadêçavnasbın
Kuranı bitirdikten sonra gözleri açılsın, bilgi sahibi olsunlar diye.Öğrencilere bu kitabını okumaların tavsiye etmiştir. Alimlerde bu tavsiyelere uymuş ve günümüze kadar medreselerde Kuran’ı Kerim’den sonraki eğitim için bu kitapların okutulmasına geçilmiştir.
Kürt diliningünümüze kadar saf, temiz ve arı bir şekilde gelmesinde bu eser ve yazarların büyük bir etkisi vardır.
Kürt Edebiyatı Medreseler sayesindegünümüze kadar gelmiş ve bu sayede ayakta kalarak gelişmiştir. Günümüzde bile Kürt dili için çalışma ve araştırma içine girmiş hemen hemen herkes muhakkak EhmedêXanê’nin öğrenciliğinden geçmiştir.
Hiçbir araştırmacı ve dilbilimcisi bu gerçeği inkâr etmemiştir.
EhmedêXanê Kürt Edebiyatının temelini atan büyük bir Rehber, toplumunu tanıyan bir aydın, derin bir filozof, ileri görüşlü bir yol gösterici, bilge bir düşünce adamı, geniş bilgili bir dil bilimci ve çok yönlü bir edebiyat adamıdır.
Bu nedenle de Kürtler için önemli ve hatırı sayılır bir âlimdir. Kürt gençlerinin yanlış fikir ve düşüncelere sapmasını önlemek için büyük mücadele vermiş, bunun için çok değerli bir eser olan ve Kürt fikir alanında ilk olan “Eqidaimanê” adlı düşünce kitabını ortaya koymuştur.
Düşüncelerini kısa, öz ve manzum şekilde dile getirmiş, çocukların anlayıp ezberleyebileceği kolaylıkta sunmuştur. Bununla beraber iman ve inancın temelini oluşturan “İslam Akide”sini çok derin ve detaylı bir şekilde ele almış, sonuçları öz ve kısa olarak ortaya koymuştur.
Bununlarlada yetinmeyen EhmedêXanê zamanın ilim ve bilgi dili olan Arapçanın Kürt çocukları tarafından daha kolay ve anlaşılır hale gelmesi için güncel kelimelerden oluşan bir sözlük oluşturmuştur. Bunu çocukların anlayabileceği ve ezberleyebilmesi şekilde şiirsel olarak işlemiş, ismini “NubûharanBıçukan” koymuştur.
Bu güzel eseri Kürt çocuklarına ve Kürt halk edebiyatına armağan etmiştir.
EhmedêXanê’nin hazırladığı bu iki eser ebat olarak küçük fakat düşünce ve fikir olarak dünyalara sığmayacak büyüklüktedir. Aynı zamanda saf temiz ve arı bir Kürtçenin günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
EhmedêXanê’nin bu eserleri sayesinde günümüzde Kürtçe hakkında bilgi sahibi olmamız ve Kürtçeyi daha da geliştirmemiz mümkün olmuştur
EhmedêXanî, Kürt diline sahip çıkmış, fakat hiçbir zaman kuru bir Kürt milliyetçisi olmamıştır. O halkını seven, halkının içinde bulunduğu durumu gören fakat hiçbir zaman dilini inkâr etmeyen diğer kavim ve ırklardan da üstün görmeyen biridir.
O ne ırkının üstünlüğü ile övünmüş ne de ırkının eksikleri nedeniyle eziklik içine girmiştir.
Aksine o kendi milletinden insanlarınimkân ve şartların uygun olması halinde çok büyük dehalar yetiştireceğine inanmış ve bu inanca bizleri de inandırmıştır.
Ahmed-i Hani 1707'de Doğubayazıt'ta vefat etmiştir. Türbesi Ağrı Doğubayazıt'tadır.
Alim ve bilgelerimizi tanımamız dileğiyle Allaha emanet olunuz.