- 26-08-2018 20:29
- 17624
İslam Dini; zenginin malını koruma ve servetine servet katma dini değildir.
Onun içindir ki Kur’an; imandan sonra, zekat, sadaka, anne-baba, akraba, komşu hakkını da sayarsak en fazla infak yanı vermekten söz eder.
Yine Peygamberimiz başta olmak üzere ona en yakın olanlar da en fazla fedakârlık yapanlar olmuşlardır.
Türk Lirasının aşırı derecede değer kayıp etmesi ile oluşan ekonomik krize karşı yapılması gerekenlerin başında, devletin israftan kaçınması, en üst tepeden başlayarak tüm hükümet erkânının fedakârlık yapmaları ve zengin sayılan kimselerle devletin bir araya gelip onlardan fedakârlık istemeleri gelir.
Fedakârlıklar istenirken dikkat edilmesi gerekenler ise kul hakkına dikkat edilmesi gerektiğidir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem veda hutbesinde:
“Ey insanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namusunuz, haysiyet ve şerefiniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinize buluşacağınız güne kadar bu ayınızdan, bu beldenizden bu gününüzün saygıya, korumaya layık olduğu saygıya ve korumaya layıktır.”(Vesika 361; Buhari “hac”)
Zaman zaman oluşan ekonomik sıkıntılarda hükümetin vatandaşa baş vurması, fedakarlık istemesi, taşın altına elini sokmasını talebinde bulunması doğru görülse de eksiktir.
Son ekonomik krizde Cuma Hutbesine konu etmesi “ekonomik savaşa karşı milli şuur” oluşturma çabaları da doğru olsa yine eksiktir.
Hastalığı teşhis etmeden, tedavi edecek doktora danışmadan, gerekli ilaçları vermeden hastaya “sen yıkılmazsın”, “bu da ne ki maşallah’ın var”, haydi koçum”… gibi moral yükseltici, motive edici sözler doğru olsa da eksik olduğudur.
Bankacılık ve faiz üzerine inşa edilen, yine dinen zengin sayılan kişilerin yılda bir defa hak edenlerin hakkı olan zekâtı kabul etmeyen (yasal olmaktan söz ediyorum) dini değerlere göre değil de uluslararası kuralların geçerli olduğu bir ekonomiye sahibiz.
Ülkemiz parasının değer kayıp etmesi sadece ABD Doları’na karşı olmamış, dünya üzerindeki tüm para birimlerini karşısında aşırı değer kayıp etmiştir.
Dört Lira olan Dolar, 6 Lira olarak %50’lik artış olurken, bu değer kaybı, İran, Rusya, Suriye, Suudi Arabistan, Irak, Yuro, Japon… ve tüm para birimleri karşısında ayını duruma düşmüştür.
…
İşin analizini sebep ve sonuçlarını uzmanlarına bırakarak ekonomik sıkıntılarda İslam’ın çözüm metotları neler idi onlar üzerine biraz kafa yoralım.
Bir defasında Medine’de kıtlık olmuş, ekonomik kriz yaşanmıştı.
Ticaretle uğraşan, Medine’nin zenginlerinden, Peygamberimiz sallallahu aleyi ve selemin damadı, kuvvet ve kudret sahibi Hz. Osman(ra) yiyecek yüklü Büyük bir kervanı Medine’ye giriş yapmıştı.
Kervanın geldiğini duyan esnaflar Hz. Osman(ra) başvurmuş yüksek fiyatlar vermişlerdi.
Hz. Osman(ra) bu teklifleri kabul etmemiş durum, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selemle bildirilmişti.
Hz. Osman(ra); “Bunlar malımın hak ettiği değeri vermiyorlar” diyerek bakara suresi 261 ayetini okumuş vce “Allah bana yeddi yüz kat vereceğini vaat ediyor” deyip tümünü halka bedava dağıtarak krizi önlemişti.
Peygamberimiz döneminde ekonomik ihtiyaçlarda başta peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali… gibi sahabenin ileri gelenleri herkesten fazla fedakarlık yaparlardı.
Yine Peygamberimizin eşi Hz. Hatice, zengin biri olmasına rağmen tüm mal varlığını harcamıştı.
Peygamberimizin sallalahu aleyhi ve sellem, Hasır üzerinde yatıp ve vücudunda iz bıraktığını gören Hz Ömer’e, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Ya Ömer istemez misin ki dünya onların ahret bizim olsu”
Peygamber, devlet başkanı, aile reisi olan peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem asla israf etmemiş, şatafatlı bir hayat sürmemiş, nefsini, ailesini ve yakınlarına ayrıcalıklar istememiş ve yapmamıştır.
İslam Dininde, zenginin malının korumasından çok muhtaç olanların ihtiyacının giderilmesi hep ön planda tutulmuş ve teşvik edilmiştir.
İbrahim suresi 31;
“inanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.”
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
“Kıyamet gününde, fakirlerden dolayı zenginlerin vay haline! Çünkü onlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz’ bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.” Allah Teala da şöyle diyecek: “İzzetim ve Celalim hakkı için, sizi yakınlaştıracağım, onları uzaklaştıracağım” (taberani) Selam ve Dua ile