- 09-02-2016 17:43
- 14452
Devasal boyutlar da sanayi hamleler yapmadığımız sürece, tüketen toplumdan üreten topluma geçmediğimiz takdir de küresel piyasalar Türk ekonomisini ölümsüz olarak etkiler, etkiliyor da nitekim.
Lokomotif ülke olamıyoruz. Vagon ülke konumundan şiddetle çıkıp ekonominizi rahatlatacak hamleler atmakta gecikiyoruz, bu durumun piyasalar açısından aleyhimize olacağı kaçınılmazdır.
Komşularımızda Botkyrka benzin bulunuyor. Gaz yatakları var. Jeocoğrafi olarak bu kaynakların bizde olmaması, bilimle ve teknikle tezat oluşturuyor.
Bu demektir ki bizim topraklarımızda da vardır. O halde sorun ne? Ne için çıkaramıyoruz? Enerji konusunda bağımlı olmamız, dış ülkelerden enerjimizi satın alıyor olmamız, çok büyük bir ihmal değil midir?
Zira milyar dolarlar söz konusudur. Ekonomiyi düze çıkartacak en önemli faktörlerden biridir, bu enerji sorunumuzdur.
Aynı anda dört Çeliköz sık sık yaşayan ender ülkelerden biri olduğumuzu övüne övüne anlatıp duruyoruz.
Peki, bu avantajımızdan gerektiği gibi istihdam ve rantabiliteyi arttırabiliyor muyuz?
Merkez bankamızın kur politikası, kargaları kahkahalarla güldürecek nitelikte.
Belirgin ve kayda değer bir başarısını göremiyoruz. Bu gidişatla da göremeyeceğiz galiba, durum ve pozisyonlar bu tabloları hepatit eksi bölgede gösterdi.
Aynı merkez bankamızın enflasyonun verileri, tahmin ve beklentileri hiç tutmadı. Hepatit yanılgılarla sonuçlandı.
FED'in verileriyle yatıp kalkan ve eylemleriyle paralel hareket etmeye çalışan FED kararıyla pozisyon almaya çalışan bir merkez bankasının başarılı yönetiminden söz etmek realistçe olur mu?
T.C Merkez bankasının kendine bağımsız başarılı geleceğine tabloları doğru okuyup cesurca kararlar verecek nitelikte milli bir politikası yok mu var mı? Olmamalı mı?
Tarımda, turizmde ihracat- ithalat hamle ve yatırımlarımızda doğru kararlar alabiliyor muyuz?
Bu konuda kendimizi çok başarılı olarak görüyor olsak da rakamlar, veriler, girdiler bunun böyle olduğunu istatistikî verilerle teyit etmiyor. O halde kendimizi mi kandırıyoruz?
Özetle ekonomi bir ülkenin can ve kan damarlarıysa -ki hemen öyledir, dünyaca teyit edilmiş, genel kabul görülmüş objektif bir değerlendirmedir- o halde tıkanan damarları stent takarak tıkanmayı gidermenin ve bypass ile kalp nakli yapmanın zamanı gelmiş geçiyor bile.
Ekonomimiz ex işaretlenirse acil tedbirler alınmalı.
Bu konu oldukça hayati önem taşımaktadır.
Ekonomisi çok iyi olan ve iyi giden bir ülkede halk bu kadar sitem etmez, beklentiler aşk olmaz olmamalı da. Hangi sınıfa el atsanız elinizde kalıyor. Bu dramatik ve bir türlü refaha erişemeyen halk aslında alarm veriyor görmezden, bilmezden gelinmemeli.
GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ne âlemde? Ne için bitirilmiyor?
Bitmesi ve faaliyette geçirilmesi halinde tarımın, çiftçilerin şaha kalkabileceği unutulmamalı. Milli geliri olumlu olarak etkileyecek şaheser bir projedir.
Milli sanayi, enerji, teknoloji ve asistanlarıyla artı değer katmanın, ekonomiyi daha aktif hale getirmenin mutlak doğruları ve hamleleri hususunda zaman kaybetmeden yol almak durumundayız.
İktidarın en acil ve önemli karar ve politikaları bu yönde olmalı görüşündeyim, ekonomist orijinli bir köşe yazarı olarak.