- 14-02-2023 00:12
- 13-02-2023 18:41
- 150
Depremle yatıyor, depremle kalkıyoruz. Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem fırtınası Adıyaman. Malatya ve Hatay'ı da etkiledi.
Olağanüstü günler yaşıyoruz. Ben bu yazıyı kaleme alırken ölü sayısı 30 bini geçiyordu.
Onbinlerce de yaralı var.
Depremin şiddeti yolları hallaç pamuğu gibi attı.
Şehirler yerle bir oldu. Özellikle Kahraman Maraş, Adıyaman ve Hatay...
Deprem bekliyor muyduk?
Bekliyorduk ama bu kadar büyük ve şiddetli olacağını kimse beklemiyordu.
Maalesef her zamanki gibi temeli ve kolonları sağlam olmayan, deniz kumu kullanılmış binalarla karşılaşıyoruz.
İyi de biz bu filmi 99 depreminde de görmedik ve yaşamadık mı!?
Hani ders alacaktık hani unutmayacaktık.
Ders almadığımız gibi çoktan unuttuk bile...
Tam da bu yüzden kahroluyoruz.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Ama maalesef çok ucuz.
Müteahhit hırsızlık yapar herkes buna göz yumar. Belediye arsızlık yapar buna da göz yumulur.
Mühendis de hırsız olur, şehircilik Bakanlığında hırsız olur ve sonra deprem olur.
Gözyaşı ve acı olur ama zaten biz bu filmi defalarca izlemedik mi?
Filmin fragmanı bile hep aynı, film afişi bile değişmiyor.
Uyutuyorlar bizi ninniler söylüyorlar.
Bu da geçecek ve bunu da unutacağız?
Bakın büyük İstanbul depremi bekleniyor. Aylardır yıllardır konuşuluyor.
Peki, İstanbul'da nasıl önlem alındı, ne yapıldı.
Hiç birşey.
Bugün İstanbul'da deprem olsa yine onbinlerce insan ölür.
Tekrar yardım seferberliği başlar. Nasıl muhteşem bir yardımsever millet olduğumuzu anlatırlar.
Ekran başında yine çocuklar gibi ağlarız, çocuklara ağlarız.
Tam ağlak millet olduk.
Yapacak birşey yok. Bu filimde bizim rolümüz ağlamak ve biz de ağlıyoruz.
Niye mi ağlıyoruz!?
Çaresizliğimize, yanlızlığımıza ve elimizden hiç birşey gelmemesine kahroluyoruz.
O kadar çok ağlıyoruz ki göz pınarlarımız kurudu.
Söylüyorum bak buradan birgün gelecek ağlayacak bir millet bulamayacaksınız.
Depremde yaşamını kaybedenlere Allah'tan rahmet kederli ailelerine sabır diliyorum.