- 15-09-2022 00:27
- 15-09-2022 00:28
- 3080
12 Eylül darbesi; günümüz gençleri ve orta yaşlılarının pek bilmediği ve bizim yaşındakilerin yaşadığı korkunç olayların final günüdür.
Terör, kaos, sağlanamayan güvenlik, şehirlerde işgal edilmiş mahalleler, kahvehaneler, iş yerleri, sağ-sol kavgası, Alevî-Sunni çatışması, boykotlar, grevler, yürüyüşler, mitingler...
OHAL, Sıkıyönetim ve alınan tüm tedbirlere rağmen sağlanamayan güvenlik ve huzur.
"Kıvamına gelmesi..." İçin bekleyen azınlık, "Allah'ın kulu" olduğunu unutup; "Emir kuluyuz" ve "emirlere uyuyoruz" bahanesiyle kıvama gelmesi için çaba gösteren çoğunluk.
Hani "ölümü gösterip sıtmaya" razı etme misali 12 Eylül darbesi de işte böyle bir şey.
Önüne geçilemeyen olaylar, artan terör, olgun ve uygun zaman 1980 yılı12 Eylül gün sabahı beklenen "kıvam" oluşmuş ve darbe Cuma günü gerçekleşmişti.
Ordu'nun devlet yönetimine el koyması, sivil iktidarın görevden uzaklaştırılması, partilerin kapatılması ve siyasi yasaklar.
Ne değişmişti de verdiğimiz vergilerle maaşlarını alan güvenlik güçleri; huzuru bir gecede sağlamışlardı?
Darbe sonrası yapılanlar "biri sağdan biri soldan" denilerek idam edilenler.
İşkenceler, ülkesini terk edenler, faili meçhuller...
Darbeye zemin hazırlayan, yapan, yapılması için göz yuman ve “emir kuluyum” deyip Darbeye katkı sunanlar.
Bunların cezasız kaldıklarını görmek bizi derinden üzmekte.
Tek çare ve tesellimiz bunların ahrete görecekleri cezaya olan inancımızdır.
Ey darbeyi yapanlar, zemin hazırlayanlar, alkış tutanlar, meyl edenler;
Bilin ki ölüm var.
Mahkemeyi Kübra var.
Tövbe etmeden, kuldan helâllik almadan ölenlerin cehennemde cezalarını çekecekleri inancımız tamdır.