- 07-04-2016 20:27
- 19386
Kuran’da şehitlik ile ilgili ayetlerde şehitliğin tanımı Bakara suresinin 154. ayetinde “Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.” Şeklinde yapılır.
Ya da bir diğer ayette Al-i İmran suresinin 169. ayetinde “Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır, onlar, Rableri katında diridirler, rızıklanmaktadırlar.” diye ifade edilir.
Hal böyleyken kendisine Müslüman’ım diyenin başka kaynak ve tanımları esas alarak hesabına geleni şehit diye tanımlaması nasıl kabul edilebilir.
Bakın 80 ve 90’larda Kemalist rejim tarafından gerek PKK, gerekse de diğer silahlı örgütlerle (bunun içinde İslamcı örgütler de vardı) yürütülen mücadele de ölen ya da öldürülen, polis, asker ve de diğer devlet memurlarının şehit olarak tanımlanması, bugünün iktidar sahipleri tarafından da kabul edilmez ve şehit sayılmazken.
Ne değişti de bugün aynı yasaların, aynı kanunların, aynı devletin paralı askerleri şehit tanımına girebildi?
Onu da geçelim, bu yaklaşım ve değerlendirme biçimi sınırlarımızı da aştı ki Ermenistan, Azerbaycan arasında yaşanan çatışmalarda ölenler ilgili, Cumhurbaşkanı çeşitli yerlerde ve birkaç defa “12 Azeri kardeşimiz şehit olmuş Ermenilerden de zannediyorum 100’ü aşkın öldürülen var.” şeklinde konuşmalar yaptı.
Ya da bir başka örnek Suriye’de devam eden savaşta Türkmenler öldüğünde, şehit oldu, Kürtler, IŞİD ve Esed yanlıları öldüğünde ise öldü, öldürüldü şeklinde ifade ediliyor.
Endüljans nedir bilirsiniz, Orta Çağ Avrupası'nda bir tür günah çıkarma ve ölümden sonra cennete gitmek için Papa'nın sattığı af belgesidir. Kilise halktan para alarak cennetten toprak satıyordu. Katolik Kilisesi harcamalarını finanse edebilmek için kolay bir yol bulmuş, bir bildiri yayınlayarak, Hristiyanlar’ın günahlarından arınabilmek için kiliselere bağışta bulunabileceklerini söylemiş ve karşılığında bağışta bulunanlara Endüljans belgesi dağıtmıştı. Amiyane tabirle bağış karşılığında cennetten tapu dağıtmıştı.
Peki, bugün güç ve iktidar sahipleri benzer bir tavır ve uygulamayla, hesabına gelene, kendinden olana şehitlik dağıtıyor olması sizce de cennetten tapu dağıtması anlamına gelmez mi?
Hangisidir, kimdir Rabbimin ayetinde belirttiği gibi “Allah yolunda öldürülenler” ki şehit diyelim onlara. Allah yolunda mı ölüp öldürülüyorlar yoksa gücü elinde tutanın amaç ve arzusunun yolunda mı? Ücretli olmalarını, maaş almalarını, görevli oldukları, zorunlu bırakıldıklarını ise hiç tartışmaya gerek yok.
Gelin olaya bir de mantıksal bir denklemle bakalım. Sizin yolunuzda öldürülenlere şehit derseniz ve şehitlik kavramının Kurandaki tanımını da yanına koyduğunuzda ne olur dersiniz.
Haşa siz kendinizi.
Ben demeyeyim ama başkaları der. Hatta daha da fazlasını der. “Başbakana dokunmak ibadettir” diyeni de çıkar. “Salli Ala Erdoğan” diye beste yapıp salavat çekeni de.
Ve yıllar sonra, bugün bu hali meşrulaştıranlar bu halin mağduru olduğunda ne söyleyeceklerini nasıl eleştireceklerini merak ediyorum.