- 14-06-2020 16:48
- 2
Ölecekler ölmesine de yanlarında birçok masum da götürecekler!
Özel televizyon kanallarının yeni açıldığı, ekranlarda, Reha Muhtar ve Uğur Dündar fırtınalarının estiği yıllardı.
Uğur Dündar, çekici bir muhabirini hayat kadını kılığına sokup, İstanbul’un en işlek caddelerinden birine çıkarmıştı. Muhabir yol kenarında müşteri avlarken, arena ekibi de gizli kamera ile keklik avındaydı…
Muhabir, birlikte olmak için yanaşan şahıslara, AIDS virüsü taşıdığını söylemesine ve üstüne de yüksek bir para talep etmesine rağmen, bizim Kahraman Türk Milleti, hedeften milim sapmamış, gözünü budaktan sakınmamıştı!
Duranların büyük çoğunluğu, bana bir şey olmaz havası ile yüksek parayı vermeyi ve AIDS’li biri ile beraber olmayı kabul etmişti. Kabul edenlerin verdikleri cevaplardan, ‘eşeğin ölümü arpadan olsun’ sözü ise akıllara kazınmıştı.
Gizli kameraya takılan cevaplar şöyle:
– “Atın ölümü arpadan olsun!”
– “Başka Aids’li kadınlarla da yattım bir şey olmadı!”
– “Senin için göze alırım!”
– “Bir çaresini bulurum, benim babam doktor!”
– “Bir şey olmaz ben de Aids’liyim!”
– “Ölüm Allah’ın emri, az ilerde kaza yapıp ölmeyeceğimi kim garanti edebilir ki!”
– “Olsun be, senin için göze alırım!”
– “Hiç problem değil, okunduk daha önce!”
– “Eşeğin ölümü arpadan olsun!”
– “Bana bir şey olmaz ablacım!”
İçimizde bu tarz bomba insanlar oldukça, bizim virüs ile mücadelemiz çok çetin olacak.
Bunların bir kısmının bir şey içtikleri kesin! Yoksa bu cevaplar, insanın inanacağı cevaplar değil.
Alkol ve uyuşturucu maalesef insanın aklını başından alıp hayvandan çok daha aşağı noktalara taşıyabilmektedir. Ama tek suçlu da alkol ve uyuşturucu değil.
İnsanların sistem içerisinde öğütülerek cahilleştirilmesi, düşünceden ırak hale dönüştürülmesi, yaptıklarının sonucunun, eşini, çocuğunu, komşusunu, arkadaşını nasıl etkileyeceğini hesaplayamamış hale getirmiştir.
Bu insanlar, eğitim sistemimize çıkılan kaçak katlardır demek isterdim ama değil!
Bu kişilerin diploma sorgularını yapsanız, birçoğunun, çok iyi okullardan mezun olduğunu görmeniz kuvvetle muhtemeldir.
“Okul cehaleti alır, eşeklik baki kalır” sözü buraya uyuyor olsada bu söze katılmıyorum.
İyi bir okul, iyi bir öğretmen, iyi bir sistem, birçok eşeği adam eder, etmelidir de.
Maalesef bizim eğitim sistemimiz, 100 yıllık ama işlevsel hale gelmesi için en az 100 yıl daha gerekiyor!
Sonuç olarak, yanlış insan yetiştirerek, doğru sonuçlar beklemek doğru olmaz.
***
Bu pandemi sürecinde de bunun acısını çekeceğiz!
Adama evde kal diyorsun, evdeyim abi, 10 gündür hiç çıkmadım diyor. Eee 10 gün çıkmadın, bugün maskesiz, sosyal mesafesiz binlerce kişi ile temas kurdun, en kalabalık yerlere girdin, virüsü arayıp buldun, şimdi de git, evdekilere bulaştır. Kapıcıya, komşuya, servisçiye, ekmek getiren çocuğa, kargocuya, sütçüye, eve maaşını götüren öğretmene, polise, imama, zabıtaya…
Bu kafa ile zor azizim, evde çok sıkıldım deyip virüse kafa tutuyoruz. Virüs ile pazarlık mı yapıyorsunuz!
Herkes kendi canından sorumlu değildir. Herkes, herkesten sorumludur. Çünkü bir kişi, tüm ailesi ve çevresini enfekte edebilir. Dolayısıyla “benim bedenim, benim kararım” sloganı her zaman olduğu gibi yine çöplüktür!
Dikkat edin, sadece kendinize değil eşeğin ölümü arpadan olsun diyenlere de dikkat edin. Bazen 1 eşek, tüm şehri tehlikeye atmaya yeter!
İnsanların rehavete kapılıp tedbiri elden bırakmadıkları, en üst seviyede tedbirin yanında, çevrelerini de duyarlı olmaya davet ettikleri yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…