- 11-04-2023 18:30
- 11-04-2023 19:48
- 160
Bu mübarek Ramazan ayı hayra daveti gerektirir.
Dünya fiillerimizin yani amellerimizin ortaya konduğu alandır.
Bu fiiller yani ameller, “Esfelüssafilin” ile “Ekremülekremin” diye adlandırdığımız iki uç nokta arasında tezahür eder.
Malum insan, iki şeyden oluşmuş. Bunlardan birimadde olan toprak, diğeri ise insanı insan yapan diğer varlıklardan ayıran Allah’ın ruhundan üflenmesidir.
Şeytan,inkar sahnesinde kendini insan ile kıyaslarken nefsinin serkeşliğineuyup yanlış bir kıyasta bulunur.“Beni ateşten, Ademi topraktan yarattın. Ateş topraktan üstündür.” Diyerek benliğinin esiri olur.
Değil mi ki her şeyi yaratan Allah “Ademe boyun ey…” diyerek emir buyuruyor. Ve şeytan Allah’ın emrine ve bilgisine rağmen kendi kıt ve sınırlı aklının isteğiyle kendisini Adem’den üstün görerek onun buyruğunu yerine getirmiyor.
Oysa ona düşen AlemlerinRabbı olan Allah’ın emrine boyun eğip itaat etmek iken o kendi aklınca kıyas etmeyi ve onu ve her şeyi yaratana karşı kibirlenip böbürlenmeyi tercih ediyor. O yetersiz aklı ile Allah’ın emrine karşı geliyor.
Yaptığı kıyas basiretsizliğini gösteriyor. Çünkü Adem, sadece topraktan yaratılmamıştır. Asıl Ademiadem yapan, yaratılanlardan üstün kılan Allah’ın üflediği ruhtur.
İnsanı insan yapan, canlı kılan, düşünme, anlama, sevgi, işitme, konuşma, kızma, nefret etme gibi tüm duyguları insana kazandıran Allah’ın ruhudur. Yoksa insanın cansız bir kütleden ne farkı kalır.
İnsan;yaratılış gayesive yaratılışı itibarıyla da üstün bir varlıktır. Üstelik Allah’ın insana verdiği diğer bir özellikle de şerefli kılınmıştır.Ki oda “İnsana her şeyin isminin öğretilmesidir.” Bir başka deyişle yaratılan herşeyi bilme, tanıma, anlama yetisinin verilmesidir. Bu yüzdendir ki insan, yaratılan tüm mahlukattandeğerlidir.
Yaratılışın gereği olaraktadağların bile yüklenmekten kaçındığı sorumlulukları yüklenmiştir. İnsanı insan yapan asılözellik budur.
Allah azze ve celle “Eğer bu Kuranı bir dağa indirmiş olsaydık andolsun onun Allah korkusundan saygıyla boyun eğip paramparça olduğunu görecektin.” Diyerek Kuran’i kerimin insana yüklediği sorumlulukların büyüklüğünü belirtir.
İnsan;yaratılış hikmeti gereği büyük sorumluluk sahibidir. Bunların başında Alemlerin rabbine itaat etmek ve boyun eğmek gelir. İnsan sevgisinin merkezinde Allah azze ve celle olmalıdır. Bunun gereği olarak Peygamberlere uymak, itaat etmek gerekir.
İnsanlığa sunulan ilahi mesajlarınkelami yani sözlü olanları Allah’ın Peygamberleri vasıtasıyla insanlara bildirilmiştir. Bu nedenleinananlar; “Allahtan indirilenlere,meleklerine,resullerine iman ederler. Resullerin arasında herhangi bir fark gözetmezler. Çünkü tüm peygamber Allah’ın buyruklarını bildirmişlerdir.
Müminler; Peygamberlere indirilen tüm kutsal yazıtlara inanırlar. Çünkü onlar da Allah’ın emirlerdir. Şu farkla ki bundan önceki peygamberlerin kitapları menfaat sahibi nefisperestalimler tarafından tahrif edilip, değiştirildiğinden hükümsüzdür.
Allah; gönderdiği ayetleri tahrif eden Alimler için şöyle der.
“Onlar Allah’ın haricinde Alimlerini,Ruhbanlarını (Hahamlarını) rabler edindiler. Ve Meryem oğlu İsa’yı da… Oysa onlar, tek olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı.”
Peygamberimiz bu ayeti okuduğu zaman Hristiyanlardan Adiy isminde biri “Ya Resulullah! Onlar (Hristiyanlar) onlara (Alim, haham ve İsaya) ibadet etmezler.” Dediğinde.
Resulullah: “Onlar; Allah’ın helal kıldığına haram, haram kıldığına helal” dediklerinde sizlerde böyle saymaz mıydınız? Diye sorunca “Evet” der. Peygamber: “İşte bu yaptığınız onlara ibadettir.” Diyerek dinlerin ve kitapların tahrif ediliş şeklini de ortaya koymuştur.
Her ne kadar Hristiyanlar,alim ve hahamlarına tapmıyorlarsa da Allah’ın şeriatını değiştirmelerine, hak, hukuk ve adalet konularında Allah’ın hükümlerine göre hükmetmemelerine boyun eğdiklerinden Allaha şirk koşan müşriklerden sayılmışlardır.
O halde aslolan Allah’ın kitabına ve onun Resulüne uymaktır.
İnananların en önemli özelliği de gayba yani bilinmeyene iman etmeleridir.
Ahiret gününe yani her şeyin hesaba çekileceği hesap gününe inanmak gerekir.
Bizler; her şeyin dile geleceği, tüm uzuvların itirafta bulunacağı, zerre miktarı hiçbir şeyin gizli kalmayacağı, hayrında şerrinde istisnasız ortaya döküleceği o güne şeksiz, şüphesiz ve tereddütsüz iman etmekle emrolunmuşuz..
Yapılan haksızlıkların, zulümlerin, iftiraların, yalanların, oyun ve hilelerin, kurulan komploların, kirli çamaşırların, zerre miktarı gizli kalmayıp ortaya döküleceği gündür o gün.
İşte bizler,aynelyaqin olarak bu güne iman edenlerdeniz.
Hakkın, adaletin tecelli edeceği o hesap gününe inanmışız.O hesap gününün gereği olarak insanların akibetinin CENNET veya CEHENNEM olduğuna iman etmişiz.
Ramazanın sonuna geldiğimiz bu güzel günlerde Alemlerin Rabbi olan alana hakkı ile yönelip günahlarımızdan tövbe etmektir dileğimiz.
Rabbim bizlerio büyük güne hazırlıklı olmak için şu mübarek ramazanın son günlerini hayır ve bereketle geçirmeyi nasip etmesi dileğiyle Allaha emanet olunuz.