EY SİYASET, SEN NELERE KADİRSİN!

Siyaset, çizgisini, duruşunu, yolunu ve kimliğini ortaya koyup, halkın teveccühünü talep etme sanatıdır.

Bu sanat, son zamanlarda sokak çocuklarının eline düştü! Kimsenin çizgisi, kimliği, ideolojisi, hatta kimliği kalmadı!

Günümüzde siyasetçi gömleği giyenler, alttaki her şeyi çıkarıyorlar. Halkı toplayıp tek çizgide yürüyeceklerine, halkın her birinin çizgisini alıp harmanlamaya çalışıyorlar. İş böyle olunca da ortaya karma karışık bir kimlik, daha doğrusu kimliksizlik çıkıyor…

Komünistim diyen mevlit okuyup camiye gidiyor, dinsizim diyen şehit diyor, sağcıyım diyen solcunun şemsiyesine sığınıp ahlak dersi veriyor, Kürtçüyüm diyen Kürtçe bilmiyor, Müslüman’ım diyen İslam’ın köküne kibrit suyu dökmeye çalışanların değirmenine su taşıyor…

Enteresan bir zamanda yaşıyoruz.

Diyalog veya hoşgörüye karşı değiliz.

Ama bu kavramların kimliksizlikle hatta yeri geldiğinde dinsizlikle bağdaştırılmasına karşıyız.

Çünkü canlılar iki cinstir. Ya erkektir ya da dişi! Eğer ben ikisiyim ya da ikisi de değilim derseniz, olmaz!

“Olur, bal gibi de olur” diyenler var. Bunları destekleyen ve bayraklarını taşıyanlarda ama kusura bakmayın. Biz onlara normal insan değil başka bir şey diyoruz. Şimdi kimliklerini buradan ifşa etmeye gerek yok, “anormal insan” yada hasta insan diyelim.

Biliyorum, onlar normaliz diyorlar. Peki sizi bir adaya ya da bir ülke koyalım, tüm yaşamsal ihtiyaçlarınızı da sağlayalım ve 80 yıl sonra gelip bakalım.

Acaba bu ülkede yaşayan kaç insan kalmıştır, insanlığın soyu nereye varmıştır, dünya nasıl bir hal almıştır görelim…

Bu insanlar çıkıp gururla bağırıyorlar (af edersiniz) biz İbneyiz diye! Bunlara diyecek bir şey yok zaten onlar söylüyorlar. Asıl büyük problem “siyasi ibnelikte”!

Siyasette de insanın bir çizgisinin olması gerekir. Neye inandığı, neyi savunduğu, ne için mücadele ettiği belli olmalı insanın.

Ketum ve tavizsiz bir anlayışı asla savunmuyoruz, insanları kazanmak için mutlaka onlara yaklaşmak, konuşmak ve görüşmek gerekir bazı konularda bazı geri adımlarda atılabilir ama ana ilkelerden asla taviz verilmemelidir.

İlkesiz siyaset olmaz!

İnsanlara liderlik yapacağım diyenlerin kıblesinin net olması gerekir!

Günün beş vaktinde farklı kıblelere dönen insanlardan bu memlekete hiçbir hayır gelmez!

Solcu, Irkçı, Dindar, Liberal her neysen çık delikanlı gibi söyle ve halkı ona göre yönlendir. Yok aslında ben dindarım ama bu insanlar biraz solcu ben che guvera tişörtü giyeyim elime de kadeh alayım.

Efendim aslında ben komünistim ama bu belde dindar, gelmişken hadi bir camiye gidelim…

Efendi, önce bir kendini düzelt, bir insan kendini düzeltmeden toplumu düzeltemez.

Maalesef günümüz siyaset sahnesinde olanlar, genelde fırıldak. Ne oldukları, neye inandıkları, kime dayandıkları meçhul!

Omurga olmuş hamur…

İnsanların ettiklerini kimliklerine tercih etmedikleri, neye inandıklarını bildikleri ve bildiklerine göre hareket ettikleri bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ