- 04-06-2018 20:22
- 19594
Ramazan ay’ında merak edilen konulardan biride Fitre miktarıdır.
Hicretin ikinci senesinde, Ramazan orucunun farz olduğu yılda zekâttan önce meşru kılınmış farz olan ve mali bir ibadettir.
Bu ibadetin yerine getirirken dikkat etmemiz gereken hususları güvenilir kaynaklardan sizlerle paylaşmadan önce bir hususu paylaşmak istedim.
Ancak birçoğumuz Fitre miktarı ne kadar ve kimlere verilmesi gerekir konusu diyanetin vereceği kararı bekler ve ona göre davranırız.
Ülkemizde din hizmetlerini doğru, tarafsız ve etkin biçimde yerine getirilmesi ve halka anlatılması, ibadet yerlerini yönetme ve denetleme görevi verilen bu kurum, siyasetten uzak ve tüm vatandaşlara eşit mesafede olması gerektiğidir.
Kanunlarda bu konuda açık hükümler bulunmasına rağmen, maalesef son dönemlerde (DİB. Camiasından özür dileyerek) bazı personelin durumdan vazife çıkararak siyasete bulaşması, özellikle Cuma Namaz hutbe ve vaizlerinde siyasi bir partinin arka bahçesi imiş gibi davranması bu kurumun varlığını tartışılır hale getirmiştir.
Yine bir kısım özellikle (dürüst olanlardan özür dileyerek) merkez teşkilatı, Müftü, vaiz ve fetva makamında olan kişilerin toplumun her kesiminden kopuk olmaları nedeniyle verdikleri karar ve fetvaları toplum tarafından tartışılır, sorgulanır ve bazen kabul görülmez olmuştur.
Tartışma konusu olan bu konulardan biride her sene belirlenen fitre miktarıdır. Fıkıh kitaplarında miktarı ve cinsi belli ancak fiyatlanması zamana bağlı olan bu miktar DİB. Tarafında her sene belirlemekte ve camiler ve diğer vasıtalarla halka duyurulmaktadır.
Bu sene 19 tl olarak belirlediği bu miktar kafa karışıklığı meydana getirmekte, neye göre bunu belirlediği konusu sorgulanır hale getirmektedir.
Fıkıh kitaplarında: Buğday, arpa, hurma, kuru üzüm olarak sayılır (ileride detaylı biçimde izah edilecek)
O zaman DİB şu soruyu sormak gerekir,
Bu miktar yani 19 TL neye göre belirlemiş?
Kişinin bir öğün yemeğine göre belirlemişse, DİB.
Toplumdan ne kadar kopuk olduğunun en bariz örneğidir. Çünkü birçok il veya normal bir lokantada orta sınıf İnsanın bir öğünü 13- 15 TL arası rahatlıkla yiye bildiğidir.
Hatta bazen daha ucuz olduğudur.
O zaman orta sınıf Müslümanların bir öğün yemeğini değil de 19 tl kimlerin bir öğünü baz alınmış?
Kişi durumuna göre elbette bu miktardan fazlasını verebilir ve sevabını kazanır. DİB. Dikkat edilmesi gereken ise orta direk dediğimiz normal geçimi olan vatandaşların verebileceği miktarı belirlemesidir.
İbni Ömer (ra): “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan’da fitreyi zekatı hurmadan bir sa’, arpadan bir sa’ olmak üzere Müslüman olan hür, köle yahut kadınlara farz kılmıştır.” ((nelü’l Evtar.lV 179)
İbni Abbas (ra) “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem oruçluları lüzumsuz ve çirkin sözlerden temizlemek ve yoksullara yiyecek sağlamak için farz kılınmıştır.
Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul bir zekat kim namazdan sora öderse, her hangi bir sadakadır.
Fitre, hür ve gücü yeten her Müslüman’a vacip (farz) bir ibadettir.
Hanefi mezhebi: Hür, Müslüman, küçük, büyük erkek ve kadın, akıllı veya beli kimseller nisap miktarı mala sahip iseler fitre vermekle yükümlüdürler. (el_ Kitab ma’a’l-Lübab, l 159)
Küçükleri babaları, bulunmuyorsa dedeleri fitrelerini vermeleri gerekir.
Cumhura göre: Fitre hür, küçük, büyük, erkek, kadın ve Müslüman olan herkese vaciptir. ( eş-Şerhul Kebir) şafi mezhebinin görüşü de bu doğrultudadır.
Hanefi mezhebi: Fitre, bayramın birinci günü sabah vaktinin girmesiyle vacip olur. Bayram günü fecir doğmadan önce doğan çocuğa da vaciptir.
Ramazan Ayı girdikten sonra fitrenin vacip olan vaktinden önce verilmesi caizdir.
Şafi mezhebine göre: Ramazan Ayı başında fitre vermek caizdir. Ödeme vaktinin sonu, bayram günü güneşin batma zamanıdır.
En faziletlisi, bayram günü bayram namazına çıkmadan önce verilmesidir.
Ancak o zaman içinde fitreyi vereceğimiz müstahakları bulma sıkıntısı varsa daha önce vermek daha iyi olanıdır.
Bayram namazından sonraya bırakılmaması gerekir.
Özürsüz olarak bayram gününden sonraya tehir edilmesi haramdır.
Özür: Kişinin malının yanında bulunmaması veya fıtreyi hak eden kişilerin uzakta olmaları vs. lerdir.