- 28-07-2016 19:59
- 24950
Tarihin en kanlı haçlı seferini destansı bir mücadele ile bertaraf ettik Elhamdülillah.
Bu bertaraf ile yapılan yüzyıllık hesapları alaşağı ettik. Yapılan hesap hataları ya da hesaba katılmayan “Allah’ın hesabı” birilerine büyük bir hüsran yaşattı.
100 yıldır yapılan profesyonel çalışmalarla sinesinden imanı çıkaramadıkları milletimi, tanklarla toplarla sindirmeye çalıştılar, olmadı.
İçinde iman olan sineye ne tank işledi ne de top!
Bu durumun inanmayanlar için öngörüsü ya da bilimsel bir açıklaması olamazdı!
Şaşırdılar, afalladılar, sonra toparlandılar!
“Biz bu milleti hiçbir zaman göğüs göğüse muhaberede yenemedik” deyip, yine entrika ve fitne senaryolarına sarıldılar.
ABD babaları ve AB amcalarını arkalarına alıp yeni operasyonlara giriştiler.
Kendi milletine, devletine ihanet eden, bütün evrensel hukuk ve ahlak kurallarını çiğneyen bir yapıya, tüm haçlı dünyası hala canhıraşane sahip çıkıyorsa, bu yapının İslamiyet’le uzaktan yakından alakası yoktur, bence!
Bu yapı sahada başarılı olamayınca, şimdi de masada çalışıyor.
En iyi yaptığı şeyi, fitneyi yaymaya çalışıyor.
Yapılan büyük temizliği sulandırmaya çalışıyor!
Hala devletin içinde ve aktif olan elamanlar, sinir uçlarına dokunup halkı şanlı direnişinden vazgeçirmeye çalışıyor.
Diyarbakır’da yaşanan okul ve dernek kapatma kararlarında da bunu net olarak gördük. Kapatılan derneklerden biri paralel yapının en büyük mağdurlarından olan Hüda Par camiasına aitti.
Belki basit bir olay, “yaşandı ve yanlıştan dönüldü” diyebilirsiniz ama olay o kadar basit değil.
Bu camianın derneklerini ve faaliyetlerini bilmek için istihbaratçı, asker veya polis olmaya gerek yok.
Sokaktaki sıradan bir esnafa ya da vatandaşa sorun o size söyler.
Böyle kritik bir süreçte böyle bir yanlışın yapılmasının üstü “yanlış yapıldı” diye örtülemez.
Çünkü bu camia, darbenin ilk saatinden beri sokaktaydı ve organizasyonların her zaman başını çekti.
Dik, organize ve uyumlu görüntüsüyle özellikle bölgede meydanlara damgasını vurdu.
Önce tevhit bayrakları ile ilgili haber sonrasındaysa bu derneğin kapatılması bence bu camianın sahadan çekilmesi veya sürecin sulandırması için yapılan başka bir darbe girişimiydi.
Bu darbeyi de sıradan amir ve memurlar yapamaz. Kapatma kararlarında etkili olacak kadar yüksek rütbeli bazı abiler, hala bu haçlı ruhlu “1 Dolarlık adamlara” hizmet ediyor.
Hem insanları tahrik ediyor. Hem de kapatma ve işten atmaları sulandırıp “gördünüz mü bunların çoğu masum ve bu işle alakası olmayan insanlar, hükümet insanlara zulüm ediyor” algısı oluşturuyor!
Bu konu çok hassas!
Özellikle işten atılanların hepsi suçlu demek zor!
Lakin hala işten alma çarkının içinde “1 dolarlık adamlar var” ve bunlar çok profesyonelce çalışıyorlar. Araya mutlaka fitne için serpiştirecekleri masumlar olacaktır.
Bunun için de devletin bu konuda hassas olması, ince eleyip sık dokuması bu namussuzların oyununa gelmemesi gerekir.
Paralel listesi oluşturanların paralelci olmadığından emin olması gerekir. Emin olduğuna da tek bir saniye bile acımaması gerekir.
Çünkü onlar bu millete acımadılar. İhanet ettiler!
İhanetin bedeli bellidir!
Biz ihanet edenlere merhamet ettiğimiz veya cezalarını ötelediğimiz için bu acı tecrübeyi yaşadık.
Şunu da unutmayın onlar kazansaydı, bize hiç acımayacaktı!
Kindarlık yok ama zaaf ve acıma da yok.
Her alınana hain olarak bakamayız ama bunların 30 yıl boyunca hiç açık vermeden kendilerini kamufle etme özelliklerini de gözardı edemeyiz!
“Fitne adam öldürmekten kötüdür” (Bakara 191) diyor yüce Yaradan.
Fitne doğuracak eylem, söylem ve hallerden şiddetle kaçınalım. Fitnecilerin oyununa gelmeyelim.
Uyumayalım, onların uykularının cellâdı olalım!
Onların da “âmin” diyeceği bir dua edeceğim.
Allah iyileri muzaffer kılsın, Yezid’in yolundan gidenlerin boynunu kırsın! Âmin
Sapla samanın karışmadığı aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…