GENÇLERİ NİYE DAĞA GÖNDERİYORSUNUZ?

Toplumda yaşanan, sosyal, kültürel, bilimsel, dinsel, psikolojik ve güvenlik problemlerinin büyük çoğunluğunun temelinde idarenin ihmali veya art niyeti vardır!
İhmal veya art niyet, ne derseniz deyin, bütün facialar küçük bir yanlış ile başlar.
Küçük yanlışlar, okşanır ovulur, öpülür koklanır, küçük görülür, bundan bir şey olmaz denir, bir savrulur, sonrası…
Sonrası facia, onu kimse tutamaz!
Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitiminde bu tarz faciaları saymak için sayfalar yetmez.
Bu kadar büyük eğitim kadrosu ve devasa bütçeye rağmen her şey iyiye gidiyor diyemiyoruz. Yeni nesil çok tehlikeli bir noktaya gidiyor.
Gittikleri yerleri, izledikleri ve okuduklarını sayıp laf kalabalığı yapmayacağım ama büyük facianın çok yakın olduğunu yüzünüze yüzünüze haykıracağım.
Bizi anlatmayan sistemle, bizi biz yapmaya çalışan sistemi afişe edeceğim.
Gereksiz, yersiz, alakasız, yalan ve yanlış şeylerle adeta yarış atına çevrilen gençlik, maalesef pist, ahır, lokum üçgenine girmiş durumda.
Lokumu ve ahırı daha konforlu olanlar pistlerde daha başarılı oluyor ve Batman 72. sıraya düşüyor. 
72. Sırada olan bir ata da kimse ot vermiyor!
Ya binek hayvanı oluyor ya da yük…
Tabirlerimi mazur görün. Maalesef sistem insanı hayvanlaştırıyor ve en iyi hayvanlık yapana madalya veriyor. İyi hayvan olamayana da hayvan diye hakaret ediyor!
Sistemden kaynaklanan ciddi problemlerin yanında sistemi işletenlerin de oluşturduğu problemler var.
Şimdi ben bu yazıyı yazarken, gençler dikey geçiş sınavında (dgs) ter döküyorlar. 
Daha doğrusu terden eriyorlar.
Niye, çünkü sıcak, yaz ve Batman sıcağı bir araya geliyor ve klimasız sınıf, ağaçsız, gölgesiz bina ile buluşuyor!
Belki yaza ve Batman sıcağına yapacak bir şey yok ama bunu kısmen absorbe edecek çözümler üretilebilir.
Mesela ağaçlar ile gölgelenmiş binalar, klimalı sınıflar ve cephesi güneşe göre ekonumlanmış okullar tercih edilebilirdi.
Önceki gün konuşulurken duydum. 
Merkezde birçok okul müsait durumdayken, merkezden yaklaşık 20 km uzak olan direk güneş alan hamam gibi sınıflarda dgs sınavı yapılacakmış.
Ne hakkınız var?
Dgs sınavı öyle çok yoğun katılımlı bir sınav değil. 
Başka sınav ile de çakışmadığına göre niye insanlar o dağa gitmeye mahkum ediliyor? 
Ulaşım bir dert, sıcaklık başka dert?
İnsanları niye zorluklarla terbiye etmeye çalışıyorsunuz. İnsanların konforu yerine kendi keyfinizi düşünüyorsunuz.
Bunun hesabı verilmelidir! 
20- 25 derece havalarda veya klimalı sınıflarda sınava giren ile 40 derece sıcakta klimasız sınıfta sınava giren gariban Batmanlım rekabet edecek!
Kusura bakmayın ama siz şehrin başarı çıtasının düşmesi için uğraşıyorsunuz sanki!
Bunca merkez okulu dururken bu kadar öğrenciyi dağdaki klimasız güneş gören sınıflara tıkmanın anlamı nedir?
Bir de eski bir hastalığımız nüksetmiş. 
Yakın zamanda takke ile sınava girmek isteyen bir medrese öğrencisi engellenmiş. Mevzuatta şapka veya takke yasağı yok halbuki. 
İşgüzarlık yapan memur için ilgililer ile görüşeceğiz. 
Lakin birilerinin buna yeltenmesi aşırı rahatlıktan hatta gevşeklikten kaynaklanıyor.
Eğitimimizin geri kalmasının asıl sebeplerinden biri de budur. İnsanlar atom çekirdeği ile uğraşırken biz sembollerle heykellerle uğraşıyoruz.
Sıkıntı büyük. 
Geçmişte yaşananlar, günümüzde yaşananlar, geçmişten günümüze devam edenler…
Allah sonumuzu hayreylesin.
Unutmayın, onların sistemini okutarak, kendimizden insan yetiştiremeyiz!
Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ