- 08-05-2019 20:48
- 34
İçerisinde yaşadığımız demokratik-Laik sistem batının dizaynıdır.
İnsanlar bağlı bulunduğu ve yaşadığı sistemin dinindendir.
Ramazan Ayı; İslam dinin önem verdiği, insanların hidayet rehberi Kuran-ı kerimin nazil olmaya başladığı, Müslüman’ların imanlarının test edildiği mübarek bir aydır.
Ramazan Ayını önemli kılan oruç ibadetidir.
Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de şöyle bildiriyor;
“Ey bütün iman edenler, oruç tıpkı sizden öncekilere olduğu gibi size de farz kılındı” (Bakara suresi;183.ayet).
Yine aynı surenin 187. Ayetinde orucun başlangıcı ve bitimi belirtilerek şöyle buyrulmaktadır;
“Fecir vakti (ak çizgi, kara çizgiden seçilinceye kadar) yiyin, için.
Sonra orucu geceye kadar (güneşin batımına kadar) tamamlayın”
Bu ayetle Yüce Rabbimiz, orucun başlangıcı ve bitimini açık ve net olarak belirtmektedir.
Bu gün resmi ideolojinin kurumu olan Diyanet, Allah (c.c)’ın bu emrini kendine göre yorumlamakta, kendi görüşünü mecbur hale getirmektedir.
Camilerde okunan ezanlarla, insanımız oruca vaktinden bir saat önce başlatılmakta, vakti girmeden camilerde sabah namazı kıldırılmaktadır.
Bir saat fazla oruç tutmak neyse de, vakti girmeden namaz kılmak, namaz ibadetini geçersiz hale getirmektedir. Namazda vaktin girmesi farzdır.
Diyanet bunun vebalini nasıl taşıyacaktır?
Bu konuda imsakiyede uzman kuruluş olan Süleymaniye vakfının görüş ve düşüncelerine önem verilmelidir.
Dostlar; inanan inancını gereği şekilde yaşamalıdır. Kulluk bilincinde olanın yapması gereken, Yüce kitabımız Kuran-ı kerime tabi olmasıdır.
Yüce Rabbimizin kıyamete kadar korumasında olan, Kuran-ı Kerimin de; her şeyi açık ve net olarak belirtilmiştir. İman, ibadet hassastır.
Milimetrik kaymalar, Kilo metrelerce sapmalara neden olur.
Unutmayalım, Kuran-a aldığımız tavra göre hesaba çekileceğiz.
Yüce Rabbimiz’in buyruğu;
Ve kuşku yok ki, O (Kur’an) hem senin için bir şereftir. Ve ileride ondan sorumlu olacaksınız’’(Zuhruf Suresi;44. Ayeti kerime). Sözün özü bu. Selam ve dua ile