Suriye’yi neler bekliyor?  

Suriye’yi neler bekliyor?  

Suriye, yıllardır süren iç savaşın ve istikrarsızlığın ardından, Esad yönetimi ve Baas rejiminden kurtulsa bile önünde zorlu bir yol haritası bulunmaktadır. Ülke, yalnızca iç politik sorunlarla değil, aynı zamanda jeopolitik gerilimler ve dış müdahalelerin etkisiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu bağlamda Suriye'nin geleceğini şekillendirecek başlıca unsurları incelemek önemlidir.

İSRAİL FAKTÖRÜ VE GÜNEY SINIRINDA GERİLİM

Suriye'nin güney sınırında yer alan İsrail, Orta Doğu'da sürekli bir gerilim kaynağıdır. İsrail'in "güvenlik" bahanesiyle yaptığı askeri operasyonlar ve işgaller, bölgedeki istikrarsızlığı artıran en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Esad sonrası dönemde, Suriye'nin yeni yönetimi, İsrail'in bu saldırılarına cevap vermekle karşı karşıya kalacaktır. Ancak, bu konuda ülkenin hava savunma gücünün yetersizliği, İsrail'e karşı etkili bir direnişi zorlaştıracaktır. Bu durum, Suriye'nin güney bölgelerindeki toprak kayıplarının sürmesine ve yeni yönetimin halk nezdinde otorite kaybı yaşamasına yol açabilir.

RUSYA'NIN LAZKİYE VE TARTUS ÜSLERİ

Rusya, Suriye'deki askeri varlığını özellikle Lazkiye ve Tartus gibi stratejik üsleri aracılığıyla sürdürmek istemektedir. Esad döneminde bu üsler, Moskova'nın Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını güçlendiren birer simge hâline gelmişti. Yeni yönetimin bu üslerin varlığına karşı tavrı, Suriye’nin dış politikadaki yönelimini belirleyecektir. Eğer Rusya’nın talepleri kabul edilirse, bu durum ABD ve Avrupa Birliği ile yeni gerilimler doğurabilir. Aksi hâlde, Rusya’nın baskıcı bir tutum sergilemesi ve Suriye üzerindeki nüfuzunu artırmaya çalışması muhtemeldir.

ETNİK VE MEZHEPSEL AYRIŞMALARIN TEHLİKESİ

Suriye’nin sosyal yapısı, Nusayriler, Sünniler, Kürtler, Hristiyanlar ve diğer azınlıkların bir arada yaşadığı karmaşık bir mozaikten oluşmaktadır. İsrail ve diğer dış güçler, bu mezhepsel ve etnik farklılıkları kaşıyarak Nusayri halkını yeni yönetim aleyhine ayaklandırmaya çalışabilir. Bu durum, ülkede yeni bir iç çatışma riskini doğurabilir. Yeni yönetimin toplumsal birliği sağlama konusunda güçlü bir irade ortaya koyması ve kapsayıcı bir politika izlemesi hayati öneme sahiptir.

ABD VE AB'NİN MÜDAHALE PLANLARI

ABD ve Avrupa Birliği, Esad sonrası dönemde Suriye üzerinde etkilerini artırmak için çaba gösterecektir. Bu güçlerin, Suriye’yi kendi jeopolitik emellerine alet etme girişimlerinde bulunması muhtemeldir. Eğer yeni yönetim, Batı’nın taleplerine boyun eğerse, bu durum Suriye halkının yeniden ekonomik ve siyasi sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına neden olacaktır. Ancak, Batı’nın isteklerine karşı çıkılması durumunda ise DEAŞ gibi terör örgütleri bahane edilerek Suriye’ye yeni bir müdahale gündeme gelebilir.

SURİYE HALKININ GELECEĞİ

Suriye'nin geleceği, büyük ölçüde halkın kendi iradesine ve dayanışma gücüne bağlıdır. Dış güçlerin müdahaleleri ve ülke içindeki etnik-mezhepsel ayrışmalar, halkın birliğini ve refahını tehdit etmektedir. Yeni yönetimin hem iç politikada hem de dış ilişkilerde denge politikası izlemesi, bölgesel güçlerle iş birliğini artırması ve halkın taleplerini öncelikli hâle getirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ülke yeni bir kaos dönemine sürüklenebilir.

SONUÇ

Suriye’yi önümüzdeki dönemde büyük sınavlar beklemektedir. İsrail’in saldırgan tutumu, Rusya’nın stratejik çıkarları, Batı’nın müdahale planları ve ülke içindeki etnik-mezhepsel gerilimler, yeni yönetimin baş etmesi gereken temel sorunlar arasında yer almaktadır. Ancak, Suriye halkının sabrı, dayanışması ve uluslararası toplumu doğru bir şekilde yönlendirecek bir liderlik, bu zorlukların üstesinden gelmek için kritik bir rol oynayabilir. Suriye’nin kaderi, dış müdahalelere direnerek halkının iradesine dayalı bir geleceği inşa edip edemeyeceğine bağlıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ