- 21-06-2019 18:14
- 9162
Yıl 2001…
Ekranlarda öfke patlamasıyla yazar kasa fırlatan bir esnafın haberi…
Gergin insanlar…
Babam eve iki gazeteyle gelir.
Yorgunluğu yüzünden aşikar.
Susmaz telsizi.
Ben ise okumayı yarım yamalak henüz sökmüş. Işık’a ılık süt içirme derdinde. Sarı saçlı Başak bebeğime her gün yeni bir saç modeli beğendirme... Her akşam babasının dizinin dibinde şefkat gördüğü anlarda ana haber ekranlarını da es geçmeyen gözlerim… Ahmet Hakan’ın nur yüzüyle kanal 7 ekranlarında boy gösterdiği yıllar… ‘Baba bu adam iyi biri mi’..? ‘Evet kızım’…
Merhum Ecevit’in bir hareketiyle hassas terazi dengesinde olan ekonomimiz…
Elimiz yüreğimizde aman…
Bir düşen bir kalkan enflasyonumuz…
Tüm kabineyi babamla her akşam iki saat haber bülteni izlerken ezberlemişim.
Haberim yok.
Yıl 2002…
Hayal meyal ateşimin yükselişini hissederim. Maviden bozma lacivert sağlık karnem… Annemin ‘aman bunu kaybetmeyelim’ deyişi… Kutsal bir emanet gibi koruması… Sonra babamın kuyrukta bekleyen yorgun yüzü… Kollarında ben. Uğultular. Kalabalık. Bağır çağır hastalar. Ne çok üzmüşler bu halkı. Haberlerde parası yetmediği için rehin tutulan sonra vefat eden hasta haberleri… Skandal başlığı altında. Ülke skandallar ülkesi olma yolunda. Ecevit’in Merve Kavakçı’ya sadece örtüsünden dolayı ‘Lütfen şu hanıma haddini bildirin!’ çıkışı… Kutuplaştırılan halk. İstanbulluların suyla imtihanları. Ellerinde bidonlarla kuyruk oluşturan dar gelirli insan haberleri… Siyasi arenada süklüm püklüm iki eli el pençe bir ülke lideri… Hayatları karartılan başörtülü ablalarımız… Bacılarımız…
Sonra bir ses haberlerde…
Yıllar önce okuduğu bir şiir sebebiyle cezaevinde hapse mahkum olunan bir lider.
Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, müminler asker,
Bu ilahi ordu dinimi bekler,
Allahu Ekber, Allahu Ekber...
Sonra Pınarhisar Cezaevi Yolu…
Tüm bu korku içerisinde babamın dolan gözleri.
Umut ışığı…
Çocukluğumun karanlık ve sancılı günlerinde bir pencereydi Hasan Abi…
Vefatıyla çocukluğumun mavi duvarlı odasının ışıklarını kapattım.
Karanlığa hapsoldum.
Hasan Karakaya...
Uzunca yazmasına rağmen bitmesin diye okuyuşumu ağırdan aldığım Hasan Abim.
Ertesi günü iple çektiren başka ne olabilirdi…
Bugün ki yazım Hasan Abi’me…