- 02-03-2020 17:55
- 136
Sadece Hasan değil, Hüseyin de, Ahmet de, Ali de, Ayşe de, Fatma da ve daha niceleri de keyifsiz durumdadır.
12 bin yıllık tarihe sahip olan Hasankeyf sesiz ve sedasız sular altına gömülüyor. Resmen bir tarihin ölümünü hep beraber seyrediyoruz.
Mağaralar, höyükler, Camiler, Çarşılar yok olup gidiyor. Bir daha göremeyeceğiz belki de bu kadar eski bir tarihi.
Medeniyetimizin beşiği olan ve Mezotopomya coğrafyasında yerleşik hayata geçişi temsil eden bir mekândı Hasankeyf.
60 yıllık bir üretim için 12 bin yıllık tarihin sulara gömülmesine değer miydi? Bunu hep beraber değerlendirelim.
Elektrik Üretimi için alternatif projeler yapılabilir miydi? Mesela kod düşürülüp ara barajlarla yeterli üretim sağlanabilir miydi?
Ya da Elektrik üretimi için alternatif yollar denenebilir miydi? Mesela Nükleer santral, termik santral ile üretim açığı giderilebilir miydi?
İşte tüm bu sorular ve bu sorulara verilecek cevaplar artık gereksiz sanırım. Çünkü Hasankeyf’in büyük bölümü sular altında.
Artık insanlar Hasankeyf’in boğulmasını seyrederken, Hasankeyf’in hüznünü de fotoğraflamaya çalışmaktadırlar.
Hasankeyf’in feryatlarını da fotoğraflamak mümkün mü acaba? “Kıymayın bana, öldürmeyin, boğmayın beni” diyen haykırışlarını duymak mümkün mü?
Yavaş yavaş su altında kalırken bize sesleniyor mu? “Ben sizin tarihinizim, Ben sizin Kültürünüzüm, kıymayın bana”
Tarihin bize ne anlattığını unutacak mıyız? Kültürün paradigmaları bize anlamsız mı gelmekte artık? Peki, anılarımız ve yaşananlar ne olacak?
Şüphesiz insanoğlu için Tarih ve Kültür çok önemlidir. Tarihini ve Kültürünü bilmeyen geçmişten ders çıkaramaz.
Onun için Hasankeyf açık hava müzesi olarak bize Tarihimizi ve Kültürümüzü anlatan ve öğreten yegâne örnek idi.
Şimdi Hasankeyf bize sesleniyor ve diyor ki:” Artukluları,Eyyubileri ve daha nice medeniyetleri kendi elinizle yok mu edeceksiniz.
Hasankeyf son çırpınışları ile bize “Yapmayın, kıymayın, sonra pişman olursunuz” diyor.
Bir resim olarak kalacak Hasankeyf objektiflerimizden bize ve geleceğe arta kalan. Peki, sonrası ne olacak?
İçinde dolaşıp gezemeyeceğiz, çocuklarımıza çarsısında gezerken anlatamayacağız, mağaralarında oturup göremeyeceğiz tarih ve medeniyeti.
Bir daha, bir daha tarihimizden, medeniyetimizden ve kültürümüzden kopartılmış olacağız. İnsanlığın dönüş noktalarını unutup gideceğiz.
Hasankeyf keyifsiz, Hasankeyf mahzun bu günlerde, son günlerini yaşıyor.12 bin yıl boyunca yaşananları bu uzunca süreye göre bir lahzada yok ediyoruz.
Yok, olan sadece medeniyetimiz olmayacak yok olan bizim geleceğimizdir aynı zamanda. Gelecek nesilleri de yok etmiş olacağız.