Günümüz toplumunun maruz olduğu en büyük rahatsızlıkların başında psikolojik hastalıklar gelmektedir.
Bunun ortamı hayatın her alanında mevcuttur. Toplumu ayakta tutan değerler gün geçtikçe yok olmaktadır. Nerede nasıl duracağını bilmeyen toplum günü birlik yaşamakta ve yaratılış gayesinden her an uzaklaşmaktadır.
İnsanımız neye, niçin, neden inandığının farkında değildir. Toplumun giyimi kuşamına, yiyeceğine ve içeceğine dünyayı idare eden beş-altı aile karar vermektedir. Bunların tesiri altında uydu toplum oluşmaktadır. Toplumda sürü psikolojisi hâkim hale gelmektedir. Gayesiz idealsiz robotlaşmış bir topluma gidiş söz konusudur. Rabbi ile ilişkisi bozuk bir toplumu Kur’anı Kerim şöyle izah etmektedir.
Zuhruf suresi 36.ayeti kerimede Allah C.C. şöyle buyurmaktadır. “Kim Rahmanın uyarı dolu mesajına kusurlu gözle bakarsa ona bir tür şeytanı musallat ederiz de kendisi şeytanın uydusu haline gelir.”
İnsan hayatta kör davranırsa yamuk bakarsa doğruyu göremez. Neticede manevi şizofreniye yakalanır. Bu inançsızlık hastalığı sahibini güdülerinin, bilinçaltının nesnesi haline getirir. Böylece şeytanın yörüngesine girer.
Bu durumdan kurtulmanın yolunu yine Kur’anı Kerim bize bildiriyor; Zuhruf suresi 44. Ayeti kerimede rabbimiz şöyle buyuruyor. “Kuşkusuz bu vahiy senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır. Fakat zamanı gelince hepiniz ona karşı aldığınız tutuma göre hesaba çekileceksiniz.”
Allah’ın mesajı bize hayat tarzımızın yolunu gösteriyor. Onun, bunun şeytanın oyuncağı olmayın.
Kur’an sizin hayatınızı tanzim etsin.
Ve böylece her türlü hastalıktan uzak ilkeli şerefli, maddi ve manevi sıhhatli hayata kavuşursunuz. Bunun yegâne yolu kurana sarılmak ve Kur’anı hayat tarzı haline getirmektir. Başta psikolojik hastalıklar olmak üzere her türlü derdin devası ve her türlü dertten kurtulmanın çaresi Kur’ana sarılmaktır.
Dostlar bu hayatın şakası yok.
Herkes toprağa girince iş bitiyor.
Girmeden önce gereğini yapmak şart.
Allah CC. Cümlemizi hakka tabi olan batıldan uzaklaşan kullarından eylesin.