- 26-01-2022 00:10
- 26-01-2022 11:40
- 170
Eleştiri yapma kotam yine dolmuş vaziyettedir.
‘Hakkımı nasıl kullanabilirim’ diye de öyle çok düşünmedim.
Çünkü en kolay yol ve yöntem belli.
Eleştirimin odağındaki adres belli.
Gazetemizin hem genel yayın yönetmeni hem yazı işleri müdiresi olan ve Sonsöz TV program yapımcısı olan Batman’ın tek kadın gazetecisi Hatice Türkan’dan başkası değil.
33 yıllık gazetecilik mesleğinde eleştiriye açık tek kişi o.
Bugüne kadar ne zaman eleştiri oklarının odağına koyduysam hep anlayışlı davrandı.
Başkası gibi burun kıvırmadı, arayıp yazım için tehditkâr konuşmadı, aba altında sopa göstermedi.
Allah var bu kadar eleştiriye rağmen bizi gazeteden kovmakla tehdit de etmedi.
Bu yüzden ne yapsam hakkını ödeyemem.
Elimde olsa sırf eleştirilerime katlandığı için kendisine her sene ‘dünya hoşgörü ödülü’ verirdim.
Gel gelelim asıl meselemize;
Geçen hafta Hatice Hanımla Sonsöz TV’de canlı yayındayız.
Stüdyodaki teknik ekip, Hatice Hanım memnun kalsın diye seferber olmuş.
Biri mikrofonu ile uğraşıyor,
Biri yüzüne en ufak bir gölge olmasın diye ışıkları düzeltiyor.
Biri notlarını hazırlayıp masasına koyuyor.
-Çay getirin,
-Su getirin
-Not için kalem kâğıt getirin.
-Koltuğumu yükseltin
-Bilgisayarımı düzeltin
İstekleri bir türlü bitmek nedir bilmiyor.
Canlı yayın başlayınca herkes rahat etti.
Ancak Hatice Hanımın diğer programlardan farklı bir biçimi vardı.
Bir dalgınlık, bir dağınık göze çarpıyordu.
Canlı yayına bağlayacağı kişilerin ismini unutuyor, program akışına hakim olamıyor, program esnasında kamera yerine etrafa bakınıyor.
Neyse ki bu durumunu fark ettim, durumu kurtardım.
Program biter bitmez de yumdu gözünü açtı ağzını ve ‘nerede, nerede’ diye ortaya söylenmeye başladı.
Ne, nerede, kimi, neyi soruyor bir anlam veremedik hiç birimiz.
Kimse cesaret edip, neyi sorduğunu da söyleyemiyor.
İş başa düştü ‘merak ettiğiniz, aradığınız’ nedir diye sordum.
‘Küpelerim, küpelerim nerede’ diye cevap verdi.
Meğerse her canlı yayın öncesi kostüm değiştiriyormuş.
Özelikle her canlı yayın öncesi giysisine göre de küpe seçiyormuş.
Son canlı yayında küpelerini takmayı unutmuş.
Canlı yayın başlayıp bilgisayar ekranından kendine nasıl görünüyorum diye bakınca küpelerini takmadığının farkına varmış.
O an canlı yayını sonlandırmak geçmiş içinden, sonra sabretmiş,
Programa bir türlü konsantre olmamış.
Hatice Türkan, haftalardır kendisine kurulan kumpası ortaya çıkarmaya çalışıyor ancak henüz bir sonuç almış değil.
Sanki memlekette başka sorun kalmamış gibi, illa da ‘küpe meselesi aydınlanacak’ diyor.
Küpenin bir yere gittiği de yok.
Program sonunda, bizzat eliyle bıraktığı özel eşyalarının yanındaydı.
Ama kendisi illa da ‘ben programa çıkarken hayatta küpemi takmayı asla unutmam, mutlaka bu işin içinde bir iş vardır’ diyor.
Anlayacağınız ‘Bu işin içinde bir iş var. Birileri mutlaka bana kumpas kurdu’ diyor.
Bir dedektif gibi olayı araştırıp duruyor.
Bakalım kumpas var mı, yok mu?
Bu küpe meselesinde biz de hakikatin ortaya çıkmasını merakla bekliyoruz.