Hatice Türkan, susma!

Hatice Türkan, susma!

Bu ara biraz kafan karışık ve yorgun görünüyorsun.

Dergi, gazete, gazetenin sosyal medyası, Sonsöz TV, ara sıra zoraki ev işleri, güzellik salonlarında rutin bakımlar, çarşı pazar alışverişi, kıyafet seçmeler derken hayat seni yoruyor.

O yüzden seni anlamıyor değilim.

Geçen gün sizinle bir belgesel çekimine giderken “buralarda dut ağacı yok mu” diyerek canının dut istediğini itiraf etmiştin.

Bellik ki iş yoğunluğundan, yorgunluktan ve gazeteye ofisine kapanmandan dolayı mevsimleri de karıştırmışsın.

Oysa dutların yeşermesine daha 20 gün süre var.

Söz, bizim bahçeden sana 5 kilo beyaz ve siyah dut getireceğim.

Yeter ki bu kadar uğraş içerisinde kafanı bir de dutla meşgul etme.

Çünkü toplumsal duyarlığının bu tür meşguliyetlerle azaldığını gördüm.       

Biliyorum sen değerlerine bağlı, kadın haklarına duyarlı, çevreci bir aktivistsin.  

Kafan o kadar karışık ve dut yemeyi o kadar özlemişsin ki fuhuş ile ilgili yazıma sosyal medyada bir beğeni bile yollamadın.

Bazen toplumsal duyarlılıkla ilgili radikal yazılarıma gösterdiğin  ‘ayyyyy bu ne biçim bir yazı olmuş’ tepkisini de bu kez göstermedin.

Son yazım toplumsal bir sorunu içermesine rağmen sen de diğer yetkililer gibi oralı olmadın.

Sayın Hatice Türkan, farkında mısın bilmiyorum şehrimizde fuhuş almış başını gidiyor.

Bu gidişata el birliği ile dur demeliyiz, şehrimizdeki fuhuşun sebep sonuçlarını bulacak araştırmalar yapmalıyız.

Toplumda çürümeye yol açan, yoz ilişkilere ve ahlak çöküntüsüne neden olan, değerlerimize, dinimize ve etnik kimliğimize zarar veren fuhuşa karşı tüm kesimlerin güç birliği yaparak mücadele etmemiz gerekir.

Ben susarsam, sen su sarsan, bize dayatılan ahlaksız yaşamı kabul etmiş oluruz.

Bari sen susma.

Söz, sen bu mücadeleye omuz verirsen senin Kadraj Dergine de özel bir haber dosyası hazırlayacağım. 

Fuhuş, hiçbir din, inanç, ideoloji, töre, gelenek, görenekte, anayasamızda ve hukuk sisteminde meşru ve ahlaki bir sektör değildir.

Bu yüzden merak ediyorum kurum, kuruluş, STK, kanat önderi, devrimci, demokrat, dindar, alim, şeyh, cemaat lideri, muhafazakar ve Kürt partileri nerede?

Yoksa korkuyorlar mı çeteleşen, sektör haline dönen, her türlü pisliğin içinde olduğu fuhuşa karşı çıkmaya?

Yazık bu şehir, toplumsal sorunlara duyarsız, ilgisiz ve korkak bir hale getirilmiş.

Dün bu köşede yazdım ‘fuhuş almış başını gidiyor’ yazına bir yetkiliden, öncüden, başkandan tek çıt çıkmadı.

Sadece ve sadece sosyal medyada duyarlı bir kaç kişi, yorumları ile destek verdi.

Kadın hakları savunucuları ve demokratik kitle örtülerinden en azından bir refleks bekliyordum.

Fuhuş aracılığıyla kadınlar sömürülüyor, onursuzlaştırılıyor, cinsel tema haline getiriliyor.

Genç kızlar ve kadınlar, evlilik ve iş vaadi ile kandırılarak kirletiliyor, namus cinayeti adı altında intiharlar ve kadın cinayetleri yaşanıyor.

Bütün bunlara karşı sessiz kalanlara şaşırıyorum.

Hatice Türkan, baksana ne milletvekilleri ne belediye başkanları ne STK temsilcileri oralı olmuyor.

Yine iş omuzlarımıza düşmüş görünüyor.

Fuhuşu el birliği ile temizlemeliyiz, bu şehirden.

Fuhuş yüzünden aileler dağlıyor.

Kimliksizleştirme ve yozlaşma, toplumun yapısı yerle bir ediyor.

Senin çevren geniş, il protokolü siyasiler ve STK temsilcileri ile samimi dostlukların var, bizi kimsenin takıp sevdiği yok nasıl olsa.

Gazetecilik mesleğinde de normal yaşamda da doğrunun peşinde gidip dik durduğumuzdan bu devirde ne İsa’ya ne Musa’ya yaralamıyoruz.

Bu durumdan şikayetçi değilim.

Gerekirse selam bile vermesinler.

Yurttaşlık görevimi yerine getireyim ve vicdanım rahat olsun yeter. 

Hadi diyelim yazdıklarım birilerinin işine gelmiyor, zaten derdim sadece belli azınlığı mutlu etmek de değil.

Yazılarımla, o kişilerin şevklerini de kırıyormuşum. 

Sırf bu yüzden beni anlamıyor olabilirler, peki sen neden beni anlamıyorsun?

Şehrimizde fuhuş, taciz ve tecavüz ile ilgili vahim iddialar var diyorum.

Vahimin de vahimi bazı iddialar var ki insan yazmaktan haya ediyor.

Biraz üstü kapalı da yazayım bir kaçını…

Çocuk yaşta evlilik dışı hamile kalanlar, fuhuş batağına düşürülen kadınlar ve kızlar yüzünden parçalanan aileler, evden kaçmalar, fuhuştan kaynaklı artan ölümcül hastalıklar, daha neler var neler…

Buradan Batman Barosunu bu konuda göreve davet ediyorum.

İlimizde taciz ve tecavüzden kaynaklı, çocuk yaştaki kızların hamile kalmasından kaynaklı cezaevine giren ya hakkında soruşturma açılan kaç kişi var, bir araştırsınlar.

Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden gelen bazı kadınlar aylar, yıllarca Batmanda ne işle meşguller, nerede kalıyorlar?

Cinsel yollarla bulaşan kaç hasta var?

Batman Tabipler Odası, hastanelerin laboratuarlarından sonuçları alıp kamuoyu ile paylaşsın.

Asıl o zaman fuhuşun geldiği boyut net ortaya çıkar.

Bu rakamlar açıklansa fuhuşun şehrimizde nasıl bir merhaleye doğru yol aldığı görülecektir.

Bu mesele ile topyekün ve demokratik mücadele verilmelidir.

Bu kapsamda sayın Hatice Türkan, sen de kamuoyu oluşturmada üzerinize düşeni yapmalısın.

Fuhuşa karşı duyarsız kalmamalısın.  Bu illete ve ahlaksızlığa karşı toplumsal duyarlılık oluşturma çabama senin de destek olmanı istiyorum.

Benim çığlığımı duyamayanlar belki seni duyarlar.

Sen bu haklı mücadeleye omuz verir misin, vermez misin?

Sesimi birileri duyar mı  duymaz mı bilemem.

Ama ben hafta boyunca duyarlı bir yurttaş ve bir Batman gönüllüsü olarak bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ