HAYATA YOLCULUK

HAYATA YOLCULUK

Bir Bisiklet, sıfır Lira, Sekiz Ay, On Bin Kilometre!

  Yazar, gazeteci ve belgesel yapımcısı Hasan Söylemez,  11 Temmuz 2010’ da bisikletiyle Türkiye gezisine çıkar. Söylemez, gezi sırasında tuttuğu günlük notlar ve çektiği fotoğraflarını “Hayata yolculuk” adı altında kitaplaştırır.

   Kitap, gezi-anı tarzında yazılmıştır. Türkiye’nin farklı bölgeleriyle ilgili önemli bilgiler veren ve bu bilgileri çeşitli görsellerle zenginleştiren kitap, tam bir farklı kültürler koleksiyonu.

   Kitabı okurken yazar’ ın anılarına ortak olacak ve tecrübelerinden yararlanacaksınız. Bazen aç kalacak, tarlada çapa yapacak, pazarda çığırtkanlık yapacak, bulaşık yıkayacak, Barış Akarsu’ nun babası ile tesadüfen karşılaşacak ve Barış’ı yad edecek, Kazım koyuncu’nun ailesiyle tanışacak ve Kazım’ ın mezarını ziyaret edecek,  Akdeniz bölgesinde Yörüklerle tanışacak, Ağrı Dağı’nın eteklerinde Koçerlerle tanışacak, Şırnak’ ta Süryani köyüne uğrayacak,  Olimpos’ ta bir münzevinin evine misafir olacak, yolda Şivan Perwer’ i dinleyecek, Artvin’ de Gürcü yemekleri tadacaksınız…

   Yaşadığı hayattan zevk alamadığı için mutsuz olduğunu ifade eden yazar: “Her şeyi bırakıp gitmek istedim. Bu istek kendini değiştirme vaktinin geldiğinin işaretidir.” der. İnsan kaynakları zirvesi konferansında.

  Çevresinde bulunan hayal hırsızlarının “yapamazsın, kafayı mı yedin, delirdin mi sen?” gibi umut kırıcı sorularına aldırmadan, kendi özünü bulmak ve hayalini kurduğu yolculuğa çıkmak için uzun bir maceraya atılan yazar, yola çıkmadan önce tüm parasını çocuklara dağıtır hatta kredi kartlarını kırar, yanına tek kuruş almadan bilinmezlere doğru yol alır. Yanına para almadan yola çıkmak istemesinin nedenini şu kelimelerle ifade eder; “ Paranın verdiği özgüven ve güçten kurtulmak istiyordum. Paranın hayallerimin önüne geçmesini istemedim.” ( insan kaynakları zirvesi konferansı)

   İnsana imkânsız gibi geliyor değil mi?

   Zaten bu kitabın özelliği de imkânsızı mümkün kılmayı başaran bir gezginin anılarını içeriyor olmasıdır.

   Dağ isimleri bulunduğu bölgenin coğrafyasında, tarihinde, kültüründe önemli bir semboldür. Aynı zamanda bölgenin kimliğini de oluşturur. Örneğin Kayseri’ de Erciyes, Hakkari’ de Sümbül , Van’ da Artos … Bu sembolik dağ isimleri çocuklara verilen isimlerden, söylenen şarkılara, şehirdeki öenmli yer isimlerine kadar pekçok alana sirayet eder.

   Yolcu Söylemez de hayatında sahip olduğu ilk bisikletine memleketi Muş’ ta bulunan Kurtik Dağı’ nın adını verir. Bisikletiyle sekiz buçuk ay süren ve toplam on bin km pedal çevirdiği bir yolcuk yapar. Kurtik, yazar’ın hayal dünyasını süslediği gibi ona Türkiye’nin zengin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini keşfetmesinde eşlik eder.

   Yanına küçük bir bilgisayar, fotoğraf makinası, uyku tulumu, çadır ve birkaç parça giysi alan yazar, yolculuk süresince insanlara hiç el açmadığını ve teklif edilen paraları geri çevirdiğini söyler. Yeme-  içme, barınma gibi ihtiyaçlarını, insanların günlük işlerine yardım etme karşılığında giderir.

   Yola çıkma cesaretini  “İNTO THE WİLD” adlı meşhur filmden alan yazar,  kendi hayatını “into the life ” olarak tarif eder.

  Çok aç kaldığını dile getiren yazar, yolculuk boyunca tek ihtiyacının karnını doyurmak olduğunu söyler. Ve ekler:  “En çok duymak istediğim şuydu: karnın aç mı? Ve biri bana bu soruyu sorduğunda onu kucaklayıp sırtımda taşıyasım geliyordu.”(Nasıl Olunur, Nilay Örnek ) der.

   Yolculukta çektiği fotoğraflarla sergi açan yazar, gelirleri çeşitli yardım kuruluşlarına bağışlar. Böylece maddi gelirini manevi kazanca dönüştürür.

  Hayallerinin peşini bırakmayan yazar,  gezisi sırasında kendisine en çok sorulan soruları şöyle sıralar;

 “İnsanlara nasıl güvendin?”

”Bisikletin kaç vites?”

“Sen deli misin?”(insan kaynakları zirvesi konferansı)

“Delilik” kelimesinin anlamı kişiden kişiye değişir.  Bu kelimenin anlamının üzerinde fazla durmadan, yazarın bu soruya verdiği anlamlı cevaba bir göz atalım.  

“Sen deli misin?” sorusuna şu cevabı verir; “ Deli bir insan olsaydım yerimde dururdum. Aklı başında bir insan olduğum için kendimi yollara vurdum. Ayrıca ben insanları yoldan çıkarmıyorum, onları yollara düşürüyorum.”( Burada Laf Çok, Mesut Yar )

   Kitap bize; yazarı, insanları ve Türkiye’ yi tanıtıyor. Bisikletle yola çıkmanın avantaj ve dezavantajlarını göstermenin yanı sıra hayallerimizi gerçekleştirmek için uygun zamanın olmadığını, o zamanın bizim yaratmamız gerektiğini vurguluyor.

 yazar herkese şöyle hitap ediyor; ” içinizdeki soruların cevabını yollarda buluyorsunuz. Yol insana çok şey öğretiyor.” (Nasıl Olunur, Nilay Örnek)

   yazar yolculuğunu şöyle özetler: ” Yoldayken hep hayret ettim. Hayaller kurdum. Her gece bir kucak dolusu hayalle uyku tulumuma girdim. Bu, yarını yaşamama sebep oluyordu. Bu yolculuk bana bir ilki yaşattı:hayatımda ilk kez babama seni seviyorum dedim. ”(insan kaynakları zirvesi konferansı)

  Bu ilham verici anılar akıcı ve samimi bir üslupla dile getirilmiş. kitapta doğa tasvirlerinin olması ve bunların görsellerle desteklenmesi kitabı eğlenceli hale getirmiş.

   Bu güzel kitabı hayallerini hep erteleyen, zincirlerinden kurtulmak isteyen,  kabuğunu kırmak isteyen ve yola çıkma cesaretini gösterebilen herkese tavsiye ederim.

   Bu yazımı yazardan birkaç alıntıyla noktalıyayım.

“Her şeyden önemlisi, risk almak değişimi ve gelişimi getirerek kişiyi özgür kılar.” (syf.35)

“ Bazen bir şeylerin yoluna girmesi için her şeyin raydan çıkması lazım. ” (syf.20)

Keyifli okumalar…

KAYNAKÇA: Hayata Yolculuk, Hasan Söylemez, Hayy. Yay,2015

Nasıl Olunur, podcast, Nilay Örnek

İnsan Kaynakları Zirvesi, konuşma

Beş N bir K, Cüneyt Özdemir

Burada Laf Çok programı, Mesut Yar

Muş Tanıtım platformu Mülakatlar, İsmail Hakkı Subaşı

Gündem Özel programı, Deniz Bayramoğlu

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ