- 04-12-2014 18:31
- 154
Olmaz olur mu? Hayatı paylaşmak için yol yok. Hayatı paylaşmak için kaldırım yok. Paylaşmak için hayatı rampa yok, kapı yok, otobüs yok, minübüs yok hayatı paylaşmak için.
Hayatı paylaşmak için sabrımız yok tahammülümüz yok hoşgörümüz yok. Ama geçi siz hepsini bol bol mesajımız var. Engellileri hatırlayan hatırlatan lakırdımız bol. Lakırdıdan, yalandan başka paylaştığımız bir şeyimiz yok aslında bizim.
Belki en çok da paylaşacak bir hayatımız yok.
5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07 Temmuz 2005 tarihli ve 25868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olsa da maalesef pek bir karşılığını bulmuyor. Kanunun geçici 2. maddesi hükmüne göre; kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin ulaşabilirliğine uygun duruma getirilmesi gerekiyor, fakat bu süre dolmaya yakın süre 3 yıl uzatılarak 07 Temmuz 2015 tarihine kadar engelleyenler bağışlanmış. Bakalım bu sürenin dolmasıyla daha kaç yıl sakata gelecez.
3 Aralık Dünya Engelliler günü; 1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası bir gün olarak kabul edilmiş ve o günden bu yana yeryüzünde icraat beceriksizi, lakırdı beceriklisi politikacıların üstüne ahkâm kesip gazetelerin manşetlerine çıkabilme şansı yakaladığı bir gün.
Küçücük bir Aralıktan merhaba demeye bile üşendiğimiz engellilerimizi hatırlamak tutup 3 Aralıkta basın açıklaması yapmak değil. Vaatlerde bulunmak hiç değil, hele ki siz siz olun sakın yapmayın, acımak hiç mi hiç değil.
Engellilere karşı sosyolojik ve psikolojik duvarlarımızı, fiziksel duvarlarımızı, kurumsal engellerimizi kaldırmadıkça tutup öyle afilli laflarla “Hayatı paylaşmak için engel yok” diye sloganlar yazmayın hiçbir yere. Sonra hem yalanlarınızın hem de duvarlarınızın altında kalır birer engelliye dönersiniz.
Basın yoluyla yalan söylemekten samimiyetsizlikten vazgeçin artık. Ne yaptığınızı gösterin. Bakın bir gazetede önüme konulan özeti paylaşayım sizinle.
Her 100 evden beşinde bir engelli yaşıyor. 10 milyon engelliyle beraber yaşıyoruz, bunlardan dörtte biri zihinsel engelli, yarısı bedensel engelli, 10’da ikisi de işitme ya da görme engelli. 80 milyonluk nüfusumuz içinde 1 milyonumuz onları hakir görüyor. 24 milyon kişinin acımak merkezli engellilerle empati kurduğu biliniyor. 80 milyonluk nüfusumuzun 4'te birine yakını engellilerle dostluk kuruyor ve onlara yardımcı oluyor. Engellilerimizin 80.000 civarında bir çoğunluğu 0-7 yaş grubunda bulunuyor! 60 yaş üstü yarım milyon engellimiz var. Bir işte çalışabilecek 18-50 yaş grubunda 700.000 civarında engelli vatandaşımız bulunsa da İşkur verilerine göre çalışan engelli vatandaş sayısı ancak 90.000 civarında! Engelli vatandaşlara yardımcı olan derneklere ya da vakıflara üye olan kişi sayısı toplam nüfusun %0.04'üne denk geliyor ki bu oranın içinde kendisi de engelli olan vatandaşlar çoğunlukta!
Yukardaki durum engellilere karşı ve hatta engellediklerimize demeliyim bence ne kadar duyarsız olduğumuzun özetidir.
Batman’da engellilere ne kadar alan açtığımızı, onları hayata ne kadar dahil ettiğimizi, hakları olandan ne kadar verdiğimizi düşünmeli artık onları engellemekten vazgeçmeliyiz. Aksi halde bir gün siz de engelli olabilirsiniz gibi aptal saçma sapan bencilce yaklaşımlarla hiçbir şeyi çözemeyiz.
Engellilere anlamak yardımcı olmak için bir gün engelli olma olasılığına ihtiyacım yok sadece insan olmak yeter.
Kısa bir not lütfen Batman’da engellileri nerde nasıl engellediğimize dair fotoğrafları gerek sosyal ağlarda gerekse de www.buradaengellendim.com adresinde paylaşalım ki kurum yetkililerimiz öyle boş lakırdılarla basın açıklaması yapmaktan utansın.