24 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi yapılacak bizim bilinçli Müslümanlar olarak, dünya ve ahiret saadetinin teminatı olan Kur’an merkezli eğitimin gerçekleşmesine, hayatın merkezi olan Camilerin gerçek hüviyetine kavuşmasını siyasetçilerden talep ediyoruz. Hangi siyasetçi bu talebimize olumlu bakar ve yerine getirilmesini söz verirse vatandaş olarak onları destekleyeceğimize kararlıyız.
Bu günkü eğitim sistemi; hedefsiz, gayesiz, ruhsuz, şekilsiz, robot nesil yetiştirmektedir. Batının dizayn ettiği eğitim müfredatı şekilci, tekrarcı, eğitimcilerinde öğrenciye verdiklerinden bi haber oldukları bir anlayışa sahiptir. Örneğin zorunlu İngilizce dersi ilk okuldan üniversite sona kadar okutulmakta, İngilizce konuşan bulunmamaktadır. Vakit İsrafı bu sistemin en basit göstergesidir.
Bizim önerimiz; Rabbini tanıyan, haddini bilen, neyi, niçin, neden öğrendiğinin farkında olan, Kur’an merkezli, kişinin kabiliyetine yönelik dizayn edilen eğitim sistemidir.
Yine hayatın merkezi olan camilerin gerçek hüviyetine kavuşmasını Diyanetin yeniden yapılandırılmasını talep ediyoruz.
Bu günkü durum; yapılan istatistiklere göre, nüfusun yüzde 97’si Tevhide inanıyor, yüzde 67 si dinine önem veriyor, yüzde 3’ü cami ile ilişkili. Bu durumda Müslüman’ım diyenlerin zihinlerini Kur’an inşa etmiyor. Toplum Kur’anı anlamadan okumaya endekslenmiştir. Bu tablonun müsebbibi Diyanet teşkilatıdır. Diyanet teşkilatı görevlileri İslam dini misyonu ve anlayışından uzak, batının dizayn ettiği bilgi kabiliyete sahip kişilerden oluşmaktadır. Bu da camileri İslami kimlikten uzak ibadethane konumuna getirmektedir.
Talebimiz Diyanet teşkilatının yeniden Kur’ana göre dizayn edilerek, görevlilerinin gerçekten inanan, inancını hayatına getirme endişesi taşıyan bilgi ve kabiliyette olmaları, peygamber davranışını sergileyerek insanımızla ilişki kurmaları ve insanımızı camilerle buluşturmaları Kur’anı anlayan yaşayan ve tebliğ eden kişiliğin oluşmasını sağlamak ve camileri hayatın merkezi haline getirmek gayret ve şuurunda olmalarını talep ediyoruz.
Ancak böyle hayatımızı imanımıza şahit tutmak isteğimiz yerine gelecektir.
Bu istek ve talebimizi parti program ve hedeflerine alan, samimiyetle gerçekleştirme sözü veren siyasilerin iş başına gelmeleri, iktidar olmaları için samimiyetle ve içtenlikle inanan, inancını yaşamak isteyenler olarak bize düşeni layıkı ile yapacağız. Bu talebimize yanıt vermelerini isteriz.