HDP evdeki bulgurdan olabilir

HDP evdeki bulgurdan olabilir

Cumhur ve Millet İttifakı'na alternatif olarak Emek ve Özgürlük adında 3. ittifak kuruldu.

İttifak, HDP (Halkın Demokratik Partisi), TİP (Türkiye İşçi Partisi), EMEP (Emek Partisi), TÖP (Toplumsal Özgürlük Partisi), EHP Emekçi Hareket Partisi ve SMF (Sosyalist Meclisler Federasyonu)’dan oluşuyor.

Üçüncü bir ittifak olarak ortaya çıkan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın programı, ‘sol, sosyalist ve emek’ söylemi ağırlıklıydı.

HDP öncülüğünde yapılan ittifak, diğer seçimlerle yapılan ittifakla kıyaslandığında Kürt partilerin ağırlıkta olmadığı, daha daraltılmış ve muhafazakâr bir ittifak oluşmuş.

2019 yerel seçimlerde HDP öncülüğündeki ittifakta yer alan Kürdistan İslami Hareketi (AZADÎ Hareketi), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Partîya Komunîsta Kurdistan (KKP), Platforma Demokrata Kurdistan (PDK) ve Partîya Demokrata Kurdistanê -Türkiye (PDK-T)  partilerin hiç biri bu ittifakta yer almıyor.

Anlayacağınız HDP öncülüğünde kurulan üçüncü ittifak, diğer seçimlerde ortaklık kurduğu birçok partiden yoksun.

Emek ve Özgürlük Blok’unda Kürt sorununa farklı yaklaşım içerisinde olan iki kesim de kapsam dışıdır.

Ne Kürtlerin birliğini isteyenler ne de Kürt sorununa HDP perspektifi ile yaklaşmayan partiler, ittifaka dâhil edilmedi.

Oysa son üç seçimde yani 7 Haziran, 24 Haziran ve 31 Mart seçimlerinde HDP, yaptığı geniş tabanlı ittifakla adeta zafer elde etmişti.

HDP’nin, Cumhurbaşkanı Seçiminde kilit parti konumundayken buna ilişkin strateji geliştirmek yerine sol ve sosyalist görüşte birbiriyle benzeşen ve oy oranları toplamda % 1’i bulmayan partilerle ittifak kurma kararı, bu işten kazançlı çıkıp çıkmayacağı sorusunu gündeme getirdi.

Hani bir Atasözü vardır;

Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak…

Bu ittifak kararı ile böyle bir risk var.

İki kutuplu siyasete karşı demokrasi ve ülkenin geleceği açısından başka bir yol için yapılan bu ittifak, HDP’ye gelecek seçimlerde oy kaybettirebilir.

Çünkü bölge ve değerler noktasındaki gelenekçi bir anlayışa sahip Kürt seçmeni etkileyebilecek bir ittifak değil bu.

Tam aksine zıt bir durum söz konusudur. 

HDP’nin bu seçimlerdeki çoğulculuğu esas alma niyeti ile 3. ittifaka dahil olma kararı iktidar olmaya yetseydi hadi neyse.

Ama bu ittifak, oy açısından kayıp yaratacak gibi görünüyor.

Bu ittifak HDP’nin kapatılma davasının sürdüğü bu süreçte elbette bu bir strateji de olabilir.

Seçimlerden önce HDP’nin kapatılması durumunda muhtemelen 3.ittifak içerisinde yer alan bir parti ile seçime girilecek ve ittifak zemini daha da genişletilecektir.

  belki de ileriki seçimler için bizim bilmediğimiz şimdiden kapalı kapılar arkasında bazı hesaplar yapılıyordur.

Önümüzdeki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri, tarihi öneme sahiptir.

Yapılan anketlere göre Cumhur ve Milli İttifaktan herhangi bir aday şu an için yüzde 50’nin üzerinde bir oy oranına sahip görünmüyor.

Yani tek başına Cumhurbaşkanlığı, her iki taraf için şu an için zor görünüyor.

HDP’nin kapatılması davasının sürdüğü bu süreçte anketlere göre oy oranı  yüzde 10 bandında görünüyor.

İttifakla beraber yaşanacak oy kaybının, alacağı oy oranı yüzdeliği ciddi manada etkileyeceğini düşünmüyorum.

Özelikle Batman gibi muhafazakâr yapıya sahip kentlerde oy açısından az bir oy kayıp yaşanabilir.

Batıda bu oyu telafi eder mi doğrusu bilemem.

Ancak geçmişte ki 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bir rüzgarı arkasına alırsa ve geniş bir ittifakla yüzde 13–14’lere de çıkarabilir oy oranını.

Seçimlere 9 ay gibi bir sürenin kaldığı bu dönemde siyasi arenada her an her şey olabilir, bu yüzden bekleyip sonuçları hep birlikte göreceğiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ