HERKES GÜCÜNÜN YETTİĞİNE

Batman Belediyesi Yönetimi, 300 trilyon borçla kayyumdan devraldığı Belediyeyi yönetebilmek için can çekişiyor. Kaynak sıkıntısı çeken belediyeden hiç ummadık hamleler gelmeye başladı.  

Mevcut yönetim seçimi kazandıktan bu yana İller Bankasının normalin üstündeki kesintileriyle maalesef ki hizmetlerine yeterli düzeyde kaynak bulamıyor. 

İller Bankasının gönderdiği 14,5 milyon TL işçi ve memur maaşı alacaklarına ancak yeterken yetmezmiş gibi SGK gibi devlet kurumları ve bunun yanı sıra belediyeden alacaklı firmalar ve esnaf da Belediyeyi icraya vermekten çekinmiyor. 

Buna mukabil Belediye ne yapıyor dersiniz?

Turgut Özal Bulvarında yatay ve dikey olmak üzere 381 araç park yerinde parkomat uygulamasına geçiyor. Belediyeden servis edilen haber “trafik yoğunluğunu azaltmak için” diyor.

Eş Başkanlar “Parkomat sayesinde otopark arama süresi kısalacak. Yanlış park azalacak. Park alışkanlığı oluşacak. Otopark kullanım oranı artacak. Uzun süreli park ve sokakların gereksiz yere işgali önlenecek. Kısa süreli park etmek isteyenlere, daha rahat araç park imkânı oluşacak”

Garip bir kombinasyon park yeri sayısı artmayacak, araç sayısı azalmayacak ama park sorunu çözülecek.  

Nasıl olacak bu, parkomatlar ücretsiz mi olacak. 

Hiç ücretten bahsedilmiyor.

Kaç yıl önce hatırlarsınız, Turgut Özal Bulvarında Belediye ücretli park uygulamasına geçmiş ardından uygulamadan vazgeçilmişti.

Acaba diyorum belediye içine itildiği ekonomik darboğazdan çıkmak için eski uygulamayı yeniden mi hayata geçiriyor?

Daha bunu düşünüp ne oluyor derken Belediyenin vatandaştan ve esnaftan su, tabela, emlak gibi alacaklarını tahsil için icra yoluna gittiği haberi geliyor.

Belediye alacağını talep etmekle elbette haksız değil, hatta icra yoluna gitmesi konusunda da, hani adaletin kestiği parmak acımaz derler ama bu parmaktan fazlası. 

Neresinden bakarsanız bakın icra, telaffuzu bile insanı yaralayan aşırı derecede rahatsız eden bir kavramdır. 

Hele ki ‘Halkçı’ bir belediye ve yönetim anlayışının en son bile başvurmaması gereken bir yoldur kaçınması gereken bir yöntemdir.

Bu çözüm değil olamaz. 
Ki böylesi bir yöntem üsttekilerin baskılarına teslim olup o baskıyı altındakilere yöneltip o baskıdan kurtulmaya çalışmaktır. 

Bir taraftan birileri vatandaşa siz belediyelerinizi falanca partiye teslim ederseniz ben de ümüğünüzü sıkarım diyor. 

Ötekilerde daha onlar sıkmadan vatandaşın ümüğünü sıkıyor.  

Böyle mi olmalı herkes gücünün yettiğine mi yani?
Politik olarak bile düşünseniz üstten baskı kuranların değirmenine su taşımaktır bu. 

Bir dahakine vatandaş o sıktığınız boğazını elinizden kurtarmak için başka ellere teslim eder belediyeyi. 

Ya Belediye yönetimi bu ekonomik baskıdan çıkmanın vatandaşı yaralamayacak bir yolunu bulacak ya da vatandaş kendi çözümünü ortaya koyacak. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ