Hırsız mıyım?

Hırsız mıyım?

İnsanların birbirine yaklaşımı ve bakışı, hırsız edasında.

Bunca hırsızın arasında insanın kendini koruması kolay değil.

Hırsız olmadığımdan emin olmama rağmen, bazen ben de hırsız ordusuna katıldım da haberim yok mu diye endişe ediyorum.

İçimdeki kuşkuları giderecek, bana her şeyi açıkça söyleyecek dünyadaki tek varlığım olan annem ile ilk karşılaştığımda “anne ben hırsız mıyım” soru sormaya karar verdim.

Annem ile görüşmemiz geçen hafta hastane koridorunda nasip oldu.

Annem Kürtçe dışında hiçbir dilden tek kelime anlamaz ve konuşamaz.

Anneme, ”daye  min qet dizi kiri ye  qey”

(anne ben hayatta hiç hırsızlık yaptım mı) diye sordum.

Annem önemli bir şey söylediği zamanki edası ile “na lawooo me ticari loqma heram nedaa ye zaruwe xwe. U zaruyemin ji heta vega lokma heram ne xwarıne” (ben hiçbir zaman haram lokma çocuklarıma yedirmemişim. “Çocuklarım da bugüne kadar haram bir lokma yememişler” dedi.

Annemin bu ifadesi her ne kadar hırsız olmadığım sınavından geçtiysem de geleceğe dair halen kuşkularım var.

Hırsız deyince sakın aklınıza başkasının eşya ve parasını çalan gelmesin.

Hırsızlık kavramını siz dar olarak düşünebilirsiniz ama ben meseleye geniş manada bakıyorum.

Bu meseleyi geniş bir perspektifte ele almak istiyorum

Hırsızlık, yazılı kanunlarda mülkiyeti kendine ait olmayan bir taşınır malı, izinsizce alıkoyma, kullanma, nesneden menfaat temin etme işidir.

Türk Ceza Kanunu'nun 144, 146 ve 147. maddelerinde hırsızlık suçunun özel halleri düzenlenmiştir ve cezası belirlenmiştir.

Kanuna göre de hırsızlık türleri şöyle belirlenmiş:

• Kullanma hırsızlığı,

• Müşterek malların hırsızlığı,

• Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsil amacıyla hırsızlık,

• İhtiyaç nedeniyle hafif hırsızlık.

Toplumsal algı ve meşrutiyet çerçevesinde ise hırsızlığın türlerine her gün yenisi ekleniyor.

Mesela, bir insanın temel insan haklarından esirgenmesi veya gasp edilmesi de bir nevi hırsızlıktır.

Bunun örneklerini çoğaltacak olursak;

Torpil yapıp haksız kazanç elde etmek,

Hak edilmeyen makamı işgal etmek,

Kamu kurumlarından haksız kazanç elde etmek,

Ücret karşılığı yaptığın işin hakkını vermemek,

Başkasının emeği üzerinden çıkar sağlamak,

Alın teri dökmeden elde edilen her kazanç da hırsızlıktır.

Mesela bizim gazetecilikten örnek verecek olursak, kopyala, kes, yapıştırma da bir nevi hırsızlıktır.

İnsanların umudunu boşa çıkarmak da.

Tefecilik ve faiz de haksız kazanç ve bir nevi hırsızlıktır.

Çok şükür bunların hepsinden bugüne kadar kendimi korudum.

Kirlenmemeye çalıştım.

Hırsızlık yapmadım, hırsıza ortak olmadım.

Ama bunca hırsızın içerisinde herkesin herkese hırsız muamelesi yapması, hırsızmış gibi bakması insanı içine kuşku düşürüyor.

Acaba ben de hırsız mıyım, diye.

Neyse ki bu dünyada en çok inandığım ve güvendiğim yaşlı annem “hırsız değilsin” deyince rahat bir nefes aldım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ