- 18-02-2018 22:14
- 26812
Ülkemizin hukuk sistemi, maalesef namussuzları yaşatmak üzere kurulmuş!
Yapılan hiçbir namussuzluğun cezasının hakkıyla verilmediği bir sistemde, adaletten bahsetmek iyimserlik olur.
Adalet sağlanmayınca, suçlular cesur olur.
Suçlular cesur olunca, suç oranı artar!
Sistemin sağlayamadığı adaleti, vatandaş sağlamaya çalışır.
Adaleti sağlamaya çalışan vatandaş, mağdurken bir anda sanık olur!
Sonuç, tuzun kokması.
Son günlerde yaşanan bir vaka yine toplumsal vicdanımızda depremlere neden oldu.
Yaratığın biri 4-5 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunmuş ve bu vahşi eylemin sonucunda çocuk hayatını kaybetmiş!
Şimdi bu olayı neresinden tutacaksınız.
Buna nasıl bir ceza vereceksiniz ki insanlar eyvallah diyecek, vicdanlar soğuyacak, ailenin acısı hafifleyecek, bir daha bu iğrençliğe tevessül edenler korkacak?
Maalesef böyle bir ceza yok.
Bu yaratık, ceza evinde psikolog, sosyolog ve diğer uzmanlar eşliğinde beslenip semirtilecek, giyeceği takım elbise ve kullandığı dil için iyi hal indirimi sağlanacak, belki de 3-5 yıl sonra aramızda olacak.
İkinci bir yol yok mu var!
Cezaevinde ona ulaşabilen bazı mahkumlar, ona bazı fiziki eylemlerde bulunup, hayatını sonlandıracak.
Böyle olunca da toplumsal vicdan, hukuk sitemimize değil, hırsızlık, gasp veya cinayetten mahkum olan birilerine minnet duyacak.
Benim 80 yaşındaki hacı amcam, o kanlı eller için mübarek eller diyecek, fırsat bulursa öpüp başına koyacak.
Acılı aile, hukuk sistemimize değil bu katillere minnet duyacak.
Yani toplumsal huzurumuz yine huzursuzluk yaratmaktan cezaevinde olanlar tarafından sağlanacak!
Bu çok ağır bir hakarettir. Hukuk siteminin varlığını tartışmaktır!
Koca koca kitaplar okuyan hukukçular, büyük profesörler, felsefeciler, siyasetçiler, hiçbirinin sağlayamadığını, eli kanlı katiller sağlıyor.
Bu sadece tecavüz ve cinayet suçları ile de sınırlı değil.
Toplumsal huzuru en çok tehdit eden vakalardan biride hırsızlıktır. Ve hırsızlığın hukuk sistemiz de yeterli karşılığının olmadığını düşünüyorum.
Adam 40 yıl çalışıyor ve 40 yıllık hayallerini bağladığı emekli ikramiyesini bir anda bir serseriye kaptırıyor. Belki çocuğunu evlendirecek, belki eşini tedavi ettirecek, belki hacca gidecek…
Ama yok, hukuk sistemimizde o serseriyi, o fiilden soğutacak bir ceza yok.
Biliyor ki yakalansa bile ya hemen yada çok kısa bir süre sonra serbest kalacak.
Para, para gitti…
Yaşlı amcanın hayalleri, onlarda gitti!
Ya hayatı…
Çok daha acı tablolar var ve maalesef hiçbir ceza caydırıcı değil.
Bazen de fail değil maktul suçlu duruma düşüyor.
Malum profesyonel suçlular, hukuk sistemimizi en az bir hukukçu kadar biliyorlar.
Yeri geldiğinde bunu maktul, polis, avukat ve hakime karşı da kullanabiliyorlar.
Çözüm ne?
İdam mı?
Hepimizin içinden geçen belki de idam.
Bu yazıyı Litai (tarihteki ilk avukat) isimli mekanda yazıyorum. Mekanının sahibi avukat arkadaş, konuya müdahil oluyor.
“Hukuk sistemimize idamın girmesi çok büyük facialara neden olabilir” diyor.
Bunun nerede nasıl kime karşı ve hangi suçlarda uygulanacağı noktasında ciddi çekinceleri mevcut. Haksız da sayılmaz. İş sadece sistemin değişmesiyle çözülmüyor.
Sistemin içindeki bireylerin de değişmesi gerekiyor.
Yanlış insanların eline doğru silahı vermek doğruya hizmet etmek değildir her zaman!
İşi temelinden ele almak lazım.
Eğitimden, eğitimin en başından.
Hukuk Fakültesi birinci sınıf değil, ilkokul, ana sınıf hiç değil, başa en başa, ana kucağına dönmek lazım.
Çocuklarımıza hakkı adaleti ve şereflice yaşamanın erdemini, bedelini ve finalini anlatmamız lazım.
Ana sınıfta, ilk, orta ve lisede iyi insan olmak öğretilmelidir.
Eline geçecek büyük güçleri nasıl iyi yolda kullanacağı öğretilmelidir. Ahlak, namus ve doğruluk yüklenmelidir.
Üniversitede ise hangi bölüme yatkınlığı varsa, oraya kanalize edilip, mesleğinin en iyisi olması için yetiştirilmelidir.
İşte o zaman, o insanların eline, idam kararı da atom bombası da verseniz, gözünüz arkada kalmaz.
Ama şimdiki gibi ahlak, namus ve doğruluğu bir kenara bırakıp her şeyi formüller ve ezberler üzerine kurarsanız, çok iyi doktorlar yetiştirebilirsiniz ama onların organ satmasına engel olamazsınız.
Çok iyi avukatlar yetiştirebilirsiniz ama onların adaleti satmasına engel olmazsınız.
Çok iyi mühendisler yetiştirebilirsiniz ama onların para için malzemeden çalmasına engel olamazsınız!
Yani önce eğitim sonra hukuk sistemimizin temelden değişmesi lazım.
Sadece yazılı metinlerin değil insanların da yenilenmesi gerekir.
Yenilenme derken, imha ve ihya ile değil, kontrollü öze dönüş ile.
Vicdanlarda gedik bırakmayan bir hukuk sisteminin inşa edildiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...