HÜSEYİN’DEN ALDIĞIM DERS

 “Günde 3 lira kazanıyorum. Evdekilere ekmek alıyorum. Eğer param kalırsa salatalık ve domates alıyorum.”
Henüz 6 yaşındaki İdlip’li Hüseyin’in rızkını kazanmak için çöp toplarken dilinden dökülenler bunlar. Hüseyin o gün evinden 3 liralık yevmisiyle sadece ekmek götürme planıyla çıksa da Allah katından ona ve her çalışana açtığı rızık kapılarını açmıştı. 

Nitekim Allah kuluna borçlu kalmazdı.  
Arayarak bulunmaz bulanlar ancak arayanlardı.
Ah gülüşüne dünya eli değmemiş saf yürekli temiz dimağlı Hüseyin’im… 

Şuncacık yaşına nasıl bir hakkaniyetli öykü sığdırmışsın ki birkaç saniyelik videonla her birimizin başını öne eğdirdin. 
En çokta ülkesinde senin gibi güzel yavruları istemeyen insanlar adına utandırdın bizleri. Ne güzel bir ibret vesilesisin. 
O gün ki konuşmanda çöpleri topladıktan sonra Peygamberimizin ruhuna çadırlara patates dağıtmak istediğinden bahsediyordun. 
Cepleri bomboş ve bakıma muhtaç bir çocuk iken veren el olma hayali kuran bir canı, o canların canı bir başına bırakır mı? 
Bırakmaz. 
Bırakmadı da. 

Rahmanın vesile ettiği mübarek kulları Hüseyin’in pür-i pak hayallerini gerçekleştirmelerine ortak oldular. 
Hüseyin okula yazdırılacak. 
Hüseyin artık çöp toplamayacak. 
Yaşıtları gibi sokaklarda toza dumana bulanacak. 

Hüseyin o gün boyundan büyük patates çuvallarını taşıyarak Efendimizin ruhuna patates dağıtma  hayalini de gerçekleştirdi.
Ancak Hüseyin her şeyden önce niyet etti. 

Kalpten ettiğimiz her niyet bize fazlasıyla geri dönerdi. İnsanoğlu sabırsız. 
Çoğu kez niyetimiz akabinde attığımız adımlar bizleri hemen amacımıza ulaştırmadığı için beyhude geliyor. Bu yollarda sıkılıyor kaldırım taşlarına oturup umutsuzluk naraları atıyoruz. 
Planların üzerinde bir planın olduğunu unutuyoruz.

Kalpten dünyaya ekilen her umudun bir dönüşü vardır. 
Biz farkında olmasak dahi beyhude diye yürüdüğümüz yollar bizleri gayeye ulaştıracaktır. 
Yeter ki o yolda olalım. 
Vazgeçmeyelim. 

Gidilecek kaç adım daha var orası meçhul ancak zaten baş döndüren güzel hikayelerin plansız olduğu konusundan hemfikiriz. Hüseyin o gün yoldaydı. Arıyordu. 3 liralık bir rızık için çabalıyordu. 
Ancak diğer bir adı da Rezzak olan Rabbimiz Hüseyin’in heybesinde taşıdığı güzellikleri yüceltti. Kalbinin ekmeğini rızık olarak sundu. Onun hayata baktığı tertemiz penceresinin manzarasını çiçeklendirdi. 
Kalbin temiz, penceren lekesiz ve azmin diri ise ruhundan geçirdiğin her düş gerçeğin olur. 
Kalbinle yaptığın her iş gelir seni bulur.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ