- 17-10-2019 20:05
- 15592
Hiç bir baltaya sap olmayan, eleştiri ve iftira atmakta zevk alan, dini mübine karşı kin ve nefret kusanlar, zaman zaman Hz. Aişe m(ra) annemizle Âlemlere rahmet olan peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem arasındaki evliliği sulandırarak, abartarak ve ahlaksızca saldırarak gündeme getirirler.
Bu saldırıların gerçeklik payı var mıdır?
Bu saldırılar hangi sorunumuza melhem olmuş/olacaktır?
Peygamberlere düşmanlığın sebebi nedir?
Hz. Aişe (ra) annemizin mağdur olmuş onlardan yardım dilemiş, ona destek için mi yapıyorlar?
Sorular çoğaltılabilir.
Geçmişten günümüze kadar insaf sahibi herkes, bu eleştiri, iftira ve hakaretleri makul görmedikleridir.
Hz. Aişe (ra) annemizin, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin hadislerini bizlere en fazla anlatan ikinci kişidir.
Özellikle kadınları ilgilendiren fıkhı konularda en büyük kaynaktır.
Bütün bunlara ragmen bu evlilikle mağdur edildiğini, "küçük yaşta niçin evlendirildiğini" sorgulayan veya elestiren bir sözü yoktur.
Evlendiği yaş konusunda (yahudi iftiraları dışında) sağlıklı bir kaynak yoktur.
Hicretten önce başlayan nişanlılık ve hicretten sonraki evlilik esnasındaki Hz. Aişe (sa) evliliğinin normal ve doğal olması nedeni ile yaşi önem kazanmamış ve de merak edilmemiştir.
Yine de hicret esnasi ve ablası Esma zi Naketeyinin bilgileri değerlendiğinde 12-19 yaşı olduğudur.
Hz. Aişe (ra) evlendiği yaşın 15–16 olduğunu ciddi kaynaklardan bilgiler vardır.
O bölgenin sıcaklık, bedensel gelişme, toplumun oluşturduğu akıl ve gerçekler bu yaşın genel kabul görmüş evlilik yaşı olduğu gerçeğidir.
Bu da eleştiri yapanların ileri sürdüğü hiç bir söz ve delilin gerçeği yansıtmadığıdır.
Bir başka önemli konu da evliliğin başlangıç zamanıdır.
Mekke’den baskılara tahammül edilmeyecek bir dönemdir.
Maddi tüm varlığını kayıp etmiş, öldürülmek için her yerde arandığı, peşine kiralık katillerin takıldığı, öldürülmeyi ensesinde his eden birisidir.
Öyle zor bir dönemde, ata yurdunu terk eden ve meçhule gidenin evliliği düşünmesi akıl karı değildir.
Ancak bunu vahyin ve peygamberliğin bir delili olarak kabul edilebileceğidir.
Anlayacağınız bu evlilik her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir devirde yapılmadığıdır.
İşin belki de en önemli kısmı, Hz. Aişe (ra) annemizin bu evliliği kendine dert etmediği, kabul ettiği, kadar sadık kaldığı ve iki gönlün bir olduğudur.
Bütün bunlar bilinmesine rağmen günümüzde gündeme getirilmesi nedendir?
İşi biraz kurcaladığımızda, eleştirilerin insanı boyutunun olmadığı, Yahudilerin, kin ve nefretlerinin eseri olduğu gerçeğidir.
Yahudiler, kendileri dışındaki peygamberleri kabul etmedikleri, onlara karşı ağır saldırlar yaptığı ve peygamberleri öldürme girişimleri ve hatta öldürdükleri gerçeğidir.
Yine Yahudiler Hz. İsa(as) karşı (haşa) gayri meşru çocuk demeleri, onu öldüreme çabaları ve çarmıh olayı bunun en bariz örneğidir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ana rahminde iken onu öldürme çabaları, çocukluk, gençlik, peygamberlik ta vefat edene kadar devam etmiş Allahın izni ile başarılı olamamışlardır.
Tüm çaba ve çalışmaları boşa giden Yahudiler pes etmemiş O sallallahu aleyhi ve sellemi iftiralarla itibarsızlaştırma çabalarını devam etmiş/edeceklerdir.
Yahudi kaynaklı bu eleştiri ve iftiralar bu güne kadar değer bulmadığı gibi kıyamette de hesabı sorulacagi gerçeğidir.
Müslüman olmayan yüzlerce batılı düşünür peygamberimize hayranlığını itiraf etmişlerdir.
Prens Bismark: "Ben sana çağdaş olamadığımdan müteessirim, Ya Muhammed..."
Karl Marx: "Tüm kalbimle inanıyorum ki, Hz. Muhammed tarihinin gördüğü en büyük devrimcidir. Putları yıkıp daha eşit ve daha özgür bir düzen kurmuştur..."(das kapital,5 cilt. 476)
Va daha nice batili düşünürün Peygamberimiz hakkındaki yüzlerce övücü sözler ve onu baş tacı iman eden milyarlar var.
Selam ve dua ile