- 04-04-2021 15:35
- 38
Bu ülke, vatansever kılıklı vatan hainlerinden çok çekti!
Din ile olan mücadeleyi, din adamı kılığıyla yürüttüler.
Ahlakla olan mücadeleyi, ahlak bekçisi kılığıyla yürüttüler.
Hırsızlıkla mücadeleyi, hırsızlığın kompedanlarıyla yürüttüler!
İş öyle olunca da ülke hiçbir zaman dikiş tutturamadı. Ne zaman ki ülke rayına girdi, önünü görüp ardını kolladı, ruhunu şeytana satmış bir güruh çıktı ve demokrasi, özgürlük, adalet diyerek, bu üç kavramı dar ağacına çekti.
Kimisi başbakanları astı, kimisi gencecik çocukların yaşını mahkeme kararıyla büyütüp idam etti, kimisi halkın üstüne tankları, uçakları sürdü...
Sorsan, bu vatanın evlatları...
Aslında biz bunların kimin evladı olduğunu biliyoruz!
Şimdi de birileri çıkmış, benzer bir girişimde bulunmaya çalışıyor.
Vay efendim, Möntro, Lozan, kanal İstanbul, Ege, Ak deniz...
Siz kimsiniz?
Emekli amiral diyorlar, yani paşa!
Mademki paşasınız ve emekli oldunuz, her birinizin en az 40 yıl hizmeti var orduda.
Bu 40 yılda tek bir çakıl taşı aldınız mı?
Onu geçtik, bunu ima bile ettiniz mi?
Kalkmışsınız, 100 yıl önce yapılan ve düşmanı bizden çok sevindiren antlaşmalar için bizi tehdit ediyorsunuz.
Keşke o tehditleri bize değil düşmana yapsaydınız.
Bunu yaparken de kendinize birkaç soru sorsaydınız.
Mesela düşmanı İzmir’de denize döktük, ama yüzme mesafesindeki adaları onlara bıraktık. Normal şartlarda yenilen, bozulan ve dağılan düşmanın Atina’ya kadar arkasına bakmadan kaçması gerekmez mi?
Muhtemelen de öyle oldu.
O zaman sahada savaşı biz kazandıysak, masada, bu adaları niye verdik?
Niye burnumuzun dibinde ay yıldız değil de haçlı bayrak dalgalanıyor?
Mademki amiraldiniz, Akdeniz’de niye bugün olduğumuz kadar hiçbir zaman güçlü olmadık.
Madem amiraldiniz, Misaki milli sınırlarımızla ilgili üç beş kelam etsenize.
Niye Musul, Kerkük yok?
Buraları savaşta mı kaybettik?
Lozan zaferse, buralarda niye bizim bayrak dalgalanmıyor?
Diplomasi ve siyaseti de geçtim, düz mantıkla soruyorum.
Savaşı kazanan bir ordu, masada niye toprak kaybeder?
Süveyş kanalı 1 ayda onlarca milyar dolar para basarken, 100 yıldır tek kuruş kazandırmayan İstanbul boğazının geçişini düzenleyen Möntro nasıl zafer oluyor?
Onu da geçtim, bunu tartışmak niye sizi bu kadar rahatsız ediyor?
Adamlar çıkıyor, Allah’ın ayetlerini bile tartışıyor!
Size ne oluyor da bu kadar soru işareti barındıran antlaşmaları tartışmaya açtırmıyorsunuz?
Neyden korkuyorsunuz?
Madem paşasınız, askerken alsaydınız adaları, petrol sahalarını, geçiş üstünlüklerini...
Yapamadınız, 103 kişiniz, o zaman siyasete girin.
Parti kurun, her biriniz bir ile başkan olun, geriye kalan 22 kişiyi de Tel Aviv’e, Atina’ya, Londra, Paris, Pekin, Roma ve Berlin’e temsilci olarak atayın.
Gerçi hazır partiniz var ama siz yine de yenisini kurun.
Hani siz çok vatanseversiniz ya!
Hani çok zeki, çağdaş ve aydınsınız ya halkın sizi hemen seçmesi gerekir.
Olmaz demeyin, paşa demek, çöle bile düşse, tek başına ordu kurabilen demektir.
Kurun partinizi, girin seçime, söyleyin fikirlerinizi, görün çapınızı!
Yoksa bu halk, sizin asker ismi kullanarak yaptığınız açıklamaları, ihanet addeder.
İhanet edenlerin de o şerefli isim ve üniforma ile ilgili tüm hak ve selahiyetlerinin geri alınması elzemdir.
Bunun yanında son 200 yıl içerisinde darbecilik yapanların tümünün, tüm sıfatlarının alınması gerekir.
Unutmayın, zalime merhamet, mazluma zulümdür!