- 22-04-2015 21:18
- 32
İmamlık, Peygamber temsilciliğidir. İtibar basamaklarının zirvesi, mesleklerin efendisidir.
Lakin toplumumuzda bu kanının yıkılması, bu tablonun bozulması, bu realitenin perdelenmesi için çok sistemli çalışmalar yapıldı.
Eğitim sistemimizden, sinema ve tv dizilerine, siyasi jargondan, günlük yaşam da ki konuşma ve fıkralara kadar, yaşamın her alanında bu bunun üzerine ciddi çalışmalar yapıldı.
Bu çalışmalar, kısmen de başarılı oldu.
Toplumun en asil, en kültürlü, en donanımlı, en aydın insanları, üç kağıtçı, rüşvetçi, menfaatçi ve güvenilmez olarak tanıtıldı.
Aslına bakarsanız, İmam hatip okullarının kurulmasının amacı, imamlığa hizmet etmek değil, imamlığı hezimete uğratmaktı!
Tevhidi tedrisat kanunuyla kapatılan medreselerin yerine kurulan bu okulların amacı, İslam’ın değil, sistemin imamlarını yetiştirmekti!
Bu okulların müdürleri din adamları değil, sistemin seçtiği özel eğitimcilerdi. Derslerde ağırlıklı olarak yabancı dil ve bilim(!) üzerineydi. Din eğitimiyse ikinci plandaydı.
Yetiştirilecek imamlarla halkın içinde ki iman duyguları cumhuriyetin laiklik ilkesiyle örtüştürülmeye çalışılacaktı. Diğer taraftan da diğer tüm kurumlar buna destek olacaklardı.
Buna rağmen bu okullara tahammül edemediler. Dönem dönem sayılarını düşürüp, bazen de kapattılar.
En son 28 şubat sürecinde sanki müfredat Arabistan’da yazılmış, öğretmenler İran’dan gelmiş gibi bir muameleye tabii tutuldular.
İmam hatipliler adeta linç edildiler. Atatürk’ün 1924’te kurduğu müfredatını, onun neslinin hazırladığı, onun üniversitelerinden mezun olup, onun iktidarlarının atadığı öğretmenlerinin ders verdiği okullar, sanki ona düşman askeri yetiştiriyormuş gibi bir algı oluşturuldu.
Ötekileştirilip, dışlandılar, üniversiteye alınmadılar, kurumlarda fişlendiler, itibarsızlaştırılmaya çalışıldılar!
Bu ahlaki bir yaklaşım mıydı?
Onların bir hesabı vardı, Allah’ın hesabıysa onlarınkiyle örtüşmüyordu…
Çok şükür, o günleri atlattık. Önce imam hatiplerin önü açıldı, sonrada yeni okullar…
Bu okullar desteklenip zimni olarak iadeyi itibar edildi.
Bununla birlikte imam hatipler eski günlerine dönmeye başladı. Sınavlarda, sosyal yaşamda, bilimsel çalışmalarda kendilerini göstermeye başladılar.
Bizim zamanda ki gibi yine tepeye oynuyorlar. 1993 Batman Lisesi mezunuyum. O zaman bütün sosyal kültürel ve bilimsel organizasyonda İmam hatiple yarışıyorduk. Üniversiteye en çok öğrenci gönderen lise’de bu iki liseydi. Bu lise öğrenci bulamayacak hale getirildi. Bugünse Batman’da 8 (4 orta, 4 lise) imam hatip okulu var. Sistem adamı değil, din adamı yetiştiren…
Pırıl pırıl öğrenci ve öğretmenlere sahipler. Dini eğitimin yanında sosyal ve kültürel faaliyetlerde de bulunuyorlar. Öğrencilerle beraber onların ailelerine de bir şeyler katmanın çabasındalar.
Önceki gün yine bir etkinlik vardı eski Kültür müdürlüğü konferans salonunda. Kutlu doğum programı olarak düzenlenen etkinlikte, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) anılıyordu. Peygamber aşıkı gençler, Peygamber sevdasını haykırıyorlardı. Ailelere de bu yolda yürümeleri için mesajlar veriliyordu…
Sevindim, duygulandım, aklıma eski imam hatipliler ve hocaları geldi. Hoca deyince de tabii ki Salih Günaydın…
Gerçek bir imam hatip hocası, çocukları sadece müfredatla veya okulla sınırlamayıp her yerde her zaman her şekilde eğiten, işi bir meslek veya uğraş olarak değil dava olarak sırtlayan biriydi. Çocukları okul bahçesinde, cadde sokakta, köyde, hatta evinin içinde takip eden, kıraathane cafe ve oyun salonlarına baskın düzenleyip, öğrencilerini toplayan birisiydi.
Çocukları zorla adam ederdi. Belki bu birilerinin hoşuna gitmez ama ben buna eğitime ruh katma diyorum.
Eğer siz imam hatipliyseniz, bazı şeylere dikkat etmeniz, bazı fedakarlıklar da bulunmanız gerekir. (onun öğrencilerinin hemen hepsi, çok iyi yerlere geldiler)
İmam hatip olmak istiyorsanız, sadece Kuranı, dini, imanı, matematik, kimya, fiziki öğrenmekle yetinmeyeceksiniz. Sadece bunu öğrenerek, Peygamberin varisi olamazsınız.
İmamlık demek, komple adam olmak demektir.
Sistemin oluşturduğu kalıp, çok dar ve kirli bir kalıp! Bu kalıp kırılıyor çok şükür. O kalıbı kırıp, gerçek imamlar ve hatipler yetiştirmek, gerçek Peygamber varisleri çıkarmak için hocalarımızı ve öğrencilerimizi destekliyor, onları saygıyla selamlıyoruz…
Bu arada başlıkta ki soruya cevap vereyim, “imam hatipli olmak ayrıcalıktır”. Bu ayrıcalığa ben nail olamadım, ama çocuğum şuan imam hatipli ve İnşallah oda bir Peygamber varisi olarak yetişecek!