İhtiyarlar savaş çıkarabilir, ama tarihi çocuklar yazar

İhtiyarlar savaş çıkarabilir, ama tarihi çocuklar yazar
12-06-2024

Ray Merritt, Yazar.

Anne baba olmanın yazılı bir kuralı yok

 Çocuk yetiştirmek sanattır.

Her anne babanın en büyük hayali, güçlü çocuklar yetiştirmektir.

Eğer bu dünyaya sağlıklı, güçlü ve ayakları yere basan bireyler yetiştirmek istiyorsanız, iyi bir zanaatkâr olmanız gerekir.

İyi bir zanaatkâr olmak için de çocuğu yetiştirirken ilmek ilmek işlemeniz gerekir.

Bunun ilk adımı, çocuğa emek ve özveriyle yaklaşmak olmalıdır.

Bu süreç bu yüzden zorlu, meşakkatli ve uzun zaman isteyen bir yolculuk olacaktır.

Her çocuk, başka bir dünya, başka bir yaşam, başka bir varlıktır.

Yazılan metinler, çocuklar üzerinde uygulamalı bir pratiğe dönüşmediği için ebeveynlerin her çocuk için davranış ve yaklaşımları farklı olacaktır.

Ülkeden ülkeye, şehirden şehre, bölgeden bölgeye, aileden aileye, yetiştirme ve kültür farklılığı vardır.

Yine de bu kadar farklılıklar içinde evrensel değerler vardır. Ve bu evrensel değerler değişmez.

Anne baba, bu evrensel değerlerle çocuğunu yetiştirmek zorundadır.

Çünkü evrensel değerlerle yetişmiş çocuklar, geleceğe daha bilinçli, sorumluluk sahibi, görev ve yetkilerini bilen yetişkinler olarak gelecektir.

Değerleri olan çocuklar yetiştirmek istiyorsanız buradaki en büyük dinamik, kendini bilen ve kendini eğiten ebeveynlerdir.

Yani bu dinamiğe önce aile sahip olmalıdır.

İnsanın temel yapısına sevgiyi yerleştirmek gerekir.

Davranış biçimi, saygı çerçevesinde devam etmelidir.

En önemli unsurlardan biri ise empati kurabilmek olmalıdır.

Bu temel dinamiklerin içinde devam eden unsurlar arasında dürüstlük de yer alır.

Başarılı olabilmek için sorumluluk alma ve sorumluluklarını yerine getirmeyi bilmek gerekir.

Bunlara önce ebeveynler sahip olmalı ki yetiştireceği çocuklara bu temel kavramları doğru aktarabilmelidir.

Anne babalar, çocuğu yetiştirirken çocuklarının üzerine büyük büyük kaftanlar giydirmek isterler.

Geçmişte yapamadıklarını çocuklarının üzerinden yapmak isterken, yarım bıraktıklarını da çocuklarının tamamlamasını beklerler.

Kendi hayallerini çocuklarının gerçekleştirmesini isterler.

Bu da anne ve babanın yaptığı en büyük hatalardan biri olur.

Oysa anne babalar, çocuğu özgür bırakıp ona yeni yeni kapılar açabilmelidir.

Çocuğun istediği kapıdan girmesine izin vermeli ve diğer bütün kapıları denemesine destek olmalıdır.

Hayat yolculuğunda çocuğa başarılı olmak kadar, başarısız olunabileceğini de öğretmek gerekiyor.

Yanlış yapabilme, yanılabilme hatta başarısız olabilme hakkını da tanımak gerekiyor.

Çünkü yapılan yanlışların bir son değil, yeni başlangıçlara adım olabileceği gerçeğini de çocuğa öğretmek gerekir.

Hayat, düz bir yoldan ibaret değil; yokuşlar ve hatta çukurlarla dolu bir yolculuktur.

Bunu çocuğa anlatabilmek; mevsimlerin hep bahar olmadığı, çetin kışların da yaşanabileceğini göstermek gerekir.

Başkalarını kapıda bırakıp sadece kendileriyle mücadeleye giren ve öz benliğini deneyimleyip yaşamayı öğrenen çocuklar, mutlu olmayı daha kolay öğrenebilir.

Başkalarına benzemeye çalışan değil; ‘kendi’ olabilmek için yol alabilen çocuklar yetiştirmek, asıl önemli olandır.

Çocuk yetiştirmenin bir kalıbı yok.

Anne baba olmanın yazılı bir kuralı yok.

Kökleri toprağa sağlam şekilde tutunan ağaç gibi kalbine sevgi ekilen çocuklar da güçlü bir şekilde geçmişten geleceğe var olacaklardır.

Ebeveynler, anne ve baba olmanın yüceliğini kavrarken, çocukların kendilerinin parçası olduklarını bilerek ama onların sahipleri olmadıklarını anlayarak çocuklarını yetiştirmeliler.

Evet, çocuk yetiştirmek zor! Bu yüzden hassas bir terazide sunar gibi çocuğa her şeyi doğru miktarda aktarmak gerekir.

Sevgiyi, otoriteyi, kontrolcülüğü doğru dengelerde ayarlayarak çocuk yetiştirilmelidir.

Bu davranışların azı da fazlası da çocuğun mizaç ve kişiliğini etkileyecektir.

Örneğin sevgide aşırıya kaçan aile, fazla koruyucu ve kollayıcı bir tavırla çocuğa yaklaşır.

Bu da çocuğu, anne babaya bağlı hale getirir.

Kendi başına karar veremez.

Kendine yetemeyen bir bireye dönüşür.

Sevgisiz büyüyen ya da yeterli sevgiyi almadan büyüyen çocuk ise özgüvensiz, çekingen ve mutsuz olur.

Fazla otorite, çocuğu korkak ve yetersiz kimliğe büründürür.

Otoritesizlik ise çocukta kural tanımazlık, şımarıklık ve ne istediğini bilmezliğe sebep olur.

O yüzden her şeyi doğru şekilde aktarmak çok önemlidir.

Unutulmamalı, çocuk yetiştirmek bir sanattır.

Siz sanatçılar, unutmamalısınız; çıkardığınız eser size ait olabilir ama sizin değildir!

Sizin olmayan bu eseri en güzel şekilde şekillendirmek için uzun ve meşakkatli yolda en iyiyi yapmak zorunda olduğunuzu unutmamalısınız.

Gül Mirkan

Çocuk Gelişimci-Yazar

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?