İKİ HAYATİ MESELE…

Önceki gün İhlâs Haber Ajansı (İHA) tarafından can alıcı bir haber servis edildi gazetelere.

Metni okur okumaz “korkunç rakam” başlığını attım habere.

Batman Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Selma Yıldırım’ın açıklamasına göre Batman’da 362 kadın “şiddet görüyorum” diyerek adli mercilere başvuruda bulunmuş.

Bunlardan 160’ı “eşimden şiddet görüyorum” derken,

202’si ise yakınları ya da hiç tanımadığı insanlardan şiddet gördüğünü belirterek adli mercilerden “imdat” dilemiş.

Adli mercilere yansıyan rakamlar buysa, halı altı edilenleri varın siz düşünün!

Av. Yıldırım’a göre şiddet gören kadın, şiddet gördüğünü açıklayamıyor çünkü açıkladığı zaman yakınları tarafından yalnız bırakılıyor.

Taciz vakalarında da durum böyle!

Bu yüzden kadınlar, yaşadıklarını çevreleri ile paylaşmakta çekimser kalıyor.

İşin sonu, evden kaçmalar, mutsuz evlilikler ya da intiharlara kadar gidiyor…

Oysa kadına, hakkını araması için destekte bulunulması ve bu yönde motive edilmesi gerekiyor.

Av. Yıldırım “hukuk kuralları, kadınlara eskisinden daha fazla pozitif ayrımcılık tanımaya başladı” dese de ne yazık ki bu durum, topluma yansımıyor.

Kadına istismar ya da şiddette bulunanlar, sağ omuzları düşük ağalar gibi dolanıyor sokak sokak.

Adliyelere yansıyan vakalardan çok azı, kadının lehine sonuçlanıyor.

Av. Yıldırım, kadına yönelik istismar ve şiddette basının diline de dikkat çekiyor.

Yani “gece vakti sokakta yürüyen kadın, öldürüldü ya da taciz edildi” cümlesi, suçluyu sahiplenmenize, kadını ise suçlu konuma getirmenize yol açabiliyor.

Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Selma Yıldırım, kadınların lehine gelişen hukuk kuralları ile ilgili “çoğu kadın bunlardan habersiz” diyerek bahsediyor.

Haklarından bi haber olan kadınların, şiddet ya da istismara uğradığında susma yoluna gittiğini söyleyen Av. Yıldırım, hukuk kuralları konusunda kadınların bilinçlendirilmesi görevini ise Baronun Kadın Hakları Komisyonlarına düştüğünü açık yüreklilikle belirtiyor.

O halde yapılacak iş belli…

En kısa zamanda, istismar ve şiddete karşı ALO *** hattı oluşturulmalı, şiddet ya da istismara uğrayanların ulaşabileceği acil ekipleri kurulmalı.

Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü ile Avukatlardan oluşacak heyetler, kentin merkez, köy ve ilçelerini ev ev gezip kadınlara hukuki haklarını anlatmalı.

Kahvelerde, okullarda, ev ve işyerlerinde erkeklere “şiddet ve istismardan kendinizi geri çekin” eğitimi verilmeli…

***

-Havasız Hava Sahası!

Batman’da sigaraya karşı adeta topyekûn bir savaş açıldı.

Batman’a atandığı günden bu yana kampanya üstüne kampanya düzenleyip, farkındalıklar oluşturan Vali Ahmet Deniz, bu konuya da taktı kafayı.

TEOG sınavlarındaki başarı gibi…

Vali’nin “start” vermesiyle birlikte sosyal medya hesaplarımız, sigarayı bırakma törenleriyle işgal edildi.

Bir açık pikap araba, bir hoparlör, sokak sokak gezip “sigarayı bıraktım” bayramı yapacaklar neredeyse…

Kaçı gerçek terk edici, kaçı sadece şovmen bilemeyiz tabi.

Lakin bu kampanya, bir süre daha popülerliğini koruyacak gibi…

Sigarayı bırakma törenlerine ya da bırakmış gibi yapanlara sözümüz yok pek tabi.

Sosyal medyada ve kamuoyunda farkındalık oluşturulması dahi bir nevi önemli.

Ancak takıldığım şey, sigarayı bırakan ya da mış gibi yapanlar değil…

En az sigara kadar sağlığımızı etkileyen hava kirliliği…

Geçtiğimiz günlerde “Batman, Avrupa’da havası en kirli 2. il” başlığı ile manşetler atıldı gazetelere.

Valilik, önemli bir hususa dikkat çekerek “o veriler 2012 yılına ait” dedi.

Avrupa’da havası en kirli 2. olmaktan kendimizi sıyırdık belki ama havası en kirli iller arasındaki yerimizi mıh gibi koruyoruz tabi.

Buram buram petrol kokusunun üstüne, püfür püfür bir kasvetli hava…

Ruhumuzu ele geçiren kasvet de bundandır belki de…

Sözüm ona inceleme ve analizler yapılıyor, raporlar tutuluyor, gaz ölçüm simülatörleri ile havadaki gazın değeri ölçülüyor, anız yangınlarına karşı cümbür cemaat mücadele ediliyor falan fistan…

Yeni veriler açıklanınca (ki açılanacak mı, orası da muamma) göreceğiz etkilerini.

Lakin o zamana dek ciğerlerimiz bu kirli ve pis havadan kara balona dönmese iyi…

Bu kirli havaya çözüm bulunmasa, sigarasız hava sahası gibi havasız hava sahası kampanyası başlatmak zorunda kalacağız benden söylemesi…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ