İKTİDARI NEYLE VURACAKLAR ?

İktidarı yıkmak isteyen ciddi bir konsorsiyum var.

Global bazda oldukça etkin ve başarılı olan bu organizasyon, ülkemizde giriştiği son operasyonların çoğunda başarısız oldu;

Başarısız olmalarının 2 sebebi vardı.

1: içerideki ekipleri koordine olamıyor (beceriksizler)

2: dindar kesim hala iktidara güveniyor veya onları ellerindeki tek şans olarak görüyor.

Kökü ve bedeni dışarıda olan bu konsorsiyum, kendi ekiplerinden umudu kesti.

İktidarı, iktidarın gücüyle vurmaya karar verdi.

Malum, kendileri bile tüm güç kuvvetlerine rağmen yenememişlerdi bu küçümsedikleri güruhu.

Ne yapacaklardı?

Öncelikle bunlarla iktidar arasına set çekecek, sonra da onları birbirine kırdıracaklardı.

Dindarlardan arındırılmış güçsüz iktidar ve iktidarın karşısında öfkelenmiş güçlü bir kitle…

Ama bunun için sağlam bir çalışma gerekirdi.

Defalarca yapılan girişimler sonuçsuz kalmış, hatta ters tepip bağlılıkları artırmıştı.

Bu arada da konsorsiyum tecrübe kazanmıştı.

Tasarladıkları son ve en güçlü bombaları 15 Temmuzda ellerinde patlayınca, krizi fırsata çevirmeye başladılar.

Ayaktaki hücrelerinin yanında yeni hücreler oluşturup, FETÖ operasyonları ile dindar kesimi de çembere aldılar.

Sanki FETÖ’cüler bu çemberin içindeymiş gibi muamelelerle, dindar kesimi töhmet altında bıraktılar, korkuttular, yıprattılar, kızdırdılar…

FETÖ’cülerin önceden, kirli oyunlarla içeri attırdıkları birçok kişiye iadeyi itibarda bulunmadıkları gibi tahliyelere de engel oldular.

Bazı din alimleri, kitabın orta yerinden konuştukları halde cezalandırıldılar. (Şenocak Hoca gibi).

Sahte ilahiyatçıların zırvalarına göz yumdular.

Aile politikalarına feminist bir tarz getirerek dindarları daha doğrusu çok daha büyük bir kitleyi ayağa kaldırdılar.

Tüm kritik eşiklerde iktidarın arkasında duran dini referanslı siyasi partinin, üst düzey yöneticilerini, tümüyle Fetöcüler tarafından hazırlanan dosya ile mahkum ettirdiler.

Dindarların seçtiği, kendilerine yakın kişileri, sisteme entegre edip, din dışı yaşam tarzına iterek araya bir soğukluk ektiler.

Seçimin yaklaşmasıyla da operasyonlara hız verdiler.

Suriyeli mültecilerin üzerine üzerine gidip provoke ettiler.

Sakarya’da bir ayyaş tarafından vurulan, baba oğul olayını, Türk Kürt kavgasına dönüştürmeye çalıştılar!

Bir sanatçı müsveddesine başörtülülere, Arabistan’a gidin dedirttiler!

Fethin sembolü olan Ayasofya’nın girişinde Belçikalı mankene, üstü çarşaf, altı üryan foto çektirdiler.

Son olarak da Ayasofya’da nerdeyse çıplak sayılabilecek yerli bir hatuna, dans figürleri sergiletip servis ettirdiler.

Doğu Türkistan olayını da ayrıca operasyon aracı haline getirdiler!

Tüm sinir uçlarıyla oynadılar.

Oynamaya da devam edecekler…

İktidarın oldukça uyanık olması gerekir.

Çünkü onlar kabul etse de etmese de iktidara dindarların desteğiyle geldiler ve hala onların sayesinde güçlüler ve ayaktalar.

Kötü ruhlar bu dayanağa dadandılar.

Uyanık olmaz, kötü ruhları def etmez, dayanağınıza sahip çıkmazsanız, bu kez işiniz zor.

Çünkü siz de biliyorsunuz ki çoğu zaferinizin, dünyevi kavramlarla bir karşılığı yok!

Maneviyatınızı kaybederseniz, her şeyinizi kaybedersiniz.

Maneviyat karşıtlarından medet umarsanız, kendinizi inkar edersiniz!

Halkın da iktidarın da oynanan oyunlara karşı uyanık olduğu ve herkesin hak ettiğinin karşılığını aldığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ