Kuruluşu 1950’li yıllara dayanan İlim Yayma Cemiyetinin Batman Şubesi seçime gitti. Cumhuriyetin çok partili seçime geçtiği bir dönemde kurulan İlim Yayma Cemiyeti cenazeleri kaldıracak din adamının neredeyse kalmadığı bir dönemde İmam Hatip okullarını açan bir Sivil Toplum Kuruluşu.
Türkiye de eğitim ve öğretimi desteklemek amacıyla 1951 yılında İstanbul'da kurulan cemiyet,İmam-Hatip okullarının açılmasındaki gayretiyle tanınıyor. Cemiyetin Batmanda da şubesi bulunuyor. Tabi ki Cemiyet,yeni dönemde İmam Hatip okullarının kurulması üzerine çalışmıyor ama bu alanda bir ağırlığı bulunuyor. Ülke yönetiminin belirlenmesinde söz sahibi olanlardan…
İlim Yayma Cemiyetin Batman Şubesi,bu hafta sonuolağan kongresini yaptı. Başkanlığını Mehmet Şah Yiğit’in yaptığı eski yönetim, devam yetkisi aldı.
Yeniden Şube Başkanlığına seçilen Mehmet Şah Yiğitsevilen ve sayılan bir aktivist. Çalışkan, gayretli, başarılı…
Görevinin hakkını veren bir başkan. Toplumda seviliyor. Bundan önceki görev döneminde birçok çalışma gerçekleştirmiş. Üyelerinin taktirini ve teveccühünü alan bir başkan.
Kendisi tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum.
Tabi Cemiyetbu aralar İmam Hatip açmaktan çok bu okullardaki yetim ve öksüzler ile ilgileniyor. Bir de okul medrese entegrasyonu üzerinde çalışıyor. Genel Merkez tarafından bu tür öğrencilere ve İmam Hatiplerde ilk üçe girenlere burs sağlanıyor.
Bilindiği gibi tek partili dönemde dini müesseseler tamamen yasaklanmıştı. Tevhidi Tedrisat kanunuyla dini eğitim yapan tüm kurum ve kuruluşlar kapatılmıştı.
Kuran’i Kerim okumak, okutmak ve hatta bulundurmak yasaklanmış, Kuran’ı öğretenler hapse atılmış, korkutulup, yıldırılmış, hatta idama kadar giden vakalar yaşanmıştı. Ülkede şapka giymek zorunlu hale getirilmiş, giymeyenler asılmıştı. Tekke, zaviye, medrese ve bilumum dini eğitim yuvaları kapatılmıştı. Böyle bir dönemde halkta büyük bir tepki oluşmuştu.
Sonra yapılan ilk seçimleyeni bir dönem başlıyor. Yeni dönemin ilk icraatlarından biri Türkçe okunan ezanı aslına çevirmek, Arapça okunmasına müsaade etmek. Bu,icraat,halkın inançlarını yaşaması için atılan ilk adım. Ardından Kuran’i Kerim serbest hale geliyor. Halkın tepkisini azaltmak için Dini eğitim okulu olarak İmam Hatiplerin açılmasına izin veriliyor tabi halktan toplanan bağışlarla yapılması şartıyla...
Yani devlet,İmam Hatip okullarınıyapmıyor ama halk yaparsa Milli Eğitim bünyesine alıyor. İşte böyle bir dönemde İlim yayma Cemiyeti halka öncülük ederek toplanan bağışlarla 178 İmam Hatip Okulu açıyor. İmam Hatip okullarının temelini atıyor. Bu çalışma İmam Hatip Okullarının Devlet tarafından açılmasına kadar devam ediyor.
O gün uygulanan Tevhidi Tedrisat kanunu bu gün hala duruyor ama ülkemize has bir uslüple aşılmış durumda.
Yeri gelmişken belirtmekte fayda var. Sivil Toplum kuruluşları halk için, toplum için faydalı ve yararlı işler yapan kuruluşlar olarak büyük bir ihtiyaç…
İslami Toplum kuruluşlarınınİslam’a hizmet için kurulduklarından toplumda ayrı bir yerleri var. Onların yerleri de, fonksiyonları da, çalışmaları da diğerlerinden farklı.
Malum İslami faaliyetler; islami temeller üzerinde yükselmek zorunda. Aksinin düşünülmesi söz konusu bile olamaz. İslam da hak, hukuk ve adalet toplumsal yaşamın temel ilkeleri. Bunlar olmadan adalet olmaz. İslam adalet ve hakkaniyet üzere yükselir.
İslami hukukunu, yok sayan veya önemsemeyen veya bu kaide ve kuralların dışında hareket eden sivil toplum kuruluşlarının Allah’ın rızasını kazanmasından söz edilemez. Bu kurum ve kuruluşları kendi şahsi çıkar ve menfaatleri için kullananların hem islama hem Müslümanlara ve hem de topluma zararverecekleri muhakkaktır.
İslami oluşumları,çıkar ve menfaatleri için kullananların, keser misali hep “kendilerine yontanların,” toplumda karşılığı yoktur.