İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ

İnançlı insanlar çok çok iyi bilirler ki örtünmek siyasi ve ideolojik bir davranış değildir.

Yüce Allah'ın (c.c) emridir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Nisa Suresi 32. Ayet-Ahzat suresi 59. ayetinde yoruma bile gerek kalmaksızın apaçık bir şekilde kapanma emredilmektedir. Merak edenler kuşkusu olanlar açıp bakabilirler.

 Mahremiyeti, Allah'ın emri olan örtünmeyi bir kuruma, bir Partiye veya bir ülkeye mal etmek cehalet değil de nedir?

Dönemin hükümeti (DSP) aynı hata ve günahı Merve Kavakçı da işledi. İşledi de ne oldu? Titanik oldu, tarih oldu sandığa gömüldü. Tarih'e kötü bir not düştü. Rahmetle anıyorum o dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'i ki o da fani oldu. “Bu hanıma haddini bildiriniz” diye komut verdi.

Meclisin sıralarına vurmalar, aşırı protestolar Merve Kavakçı'ya şahsi bir kinleri de yoktu sırf başörtüsünden ötürü bir linç etmedikleri kalmıştı. Demokrasiye bakın. Özgürlük anlayışı ve özgürlük havarilerine odaklanarak bir daha bakın.

Günümüz Türkiye'sinin ihtiyacı olan yeni Anayasa, sosyal reformlar, uygarlık yarışı, beraberlik, kardeşlik huzur ve barış, hoş görü varken ekonomik hamleler varken bu sorunları rehabilite etmek, üstesinden gelmek varken saç'a, sakala bıyığa eşarp'a odaklanmak, bunları yapay sorun hale getirmek, negatif gündem oluşturmak bu ülke'ye çağdaş demokrasiye hiç yakışıyor mu?

 Kadın hakları savunucuları, feministler gerçek hukukçular, bilim adamları ilahiyatçılar ne iş yapar? Bir kanser vakasını bile geride bırakan ve başörtülü genç kızları eğitiminden eden kan davasına dönüştürülen bunu sorun hale getirip nemalananlara ne demeli? Nasıl? Açıklamalı bir birey olarak, bir basın mensubu olarak inanan biri olarak Allah akıl versin demekten başka bir şey diyemiyorum.

Kriter normlar ne? Uygarlık, medeniyet çağdaş dünya anlayışı göreceli kavramlar olup şahıstan şahsa, toplumdan topluma ülkeden ülkeye o kadar değişken ki demokrasi, kalıplaştırabilir mi? Hak, hukuk, özgürlük sınırlandırılabilir mi?

Sayıları iki milyarı bulan İslam âlemine Müslüman topluluklara veya bireylere olan bu kin, bu düşmanlık, bu kısıtlamalar kimlere ne faydalar sağlar?

Anlayan veya anlatabilecek birileri var mı? Bu yüzden kimse inanç özgürlüğünü ben getirdim diye kendine mal etmemeli. Değişen ve gelişen dünyada bu sorun yerinde sayıklayacak değildi ya. Bir şekilde çözülecekti. Parti veya şahıs önemli değil.

 Açık giyinenler ne kadar özgürlerse, kapalılar ve dindarlar da o kadar özgür olmalılar.

İleri demokrasi bunu gerektirir anlayışındayım, görüşündeyim ve bu konunun fahri avukatıyım. Çünkü Müslüman’ım ve inanıyorum. Ancak inanmayanlara, başı açık olanlara, inancını gereğince yaşamayanlara da hasım değilim.

Allah hidayet versin demekten öteye geçmek gibi bir tavrım da yok bu bir yaşam tarzı. Unutulmamalı ki gerek beşeri hukukta gerekse ilahi hukukta herkes yaptıklarının ve yapmadıklarının bedelini ödeyeceği bir an vardır.

Herkesin her konuda başkalarına zarar vermeden seçme hürriyeti vardır.

İşte demokrasi anlayışım budur benim. Hatta birey ne kendine ne de başkasına zarar vermemelidir.

Kalın sağlıkla ve inançla siz Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ