- 16-09-2014 21:25
- 110
Sabah sabah uyanıp da açık pencerelerden içeri keskin bir duman kokusu ve anız artıklarına uyanmak o anızı yakan çiftçiden başlayıp onun yakmasına göz yuman tüm yetkililere lanet okutuyor.
Biliyorum lanet okumak iyi değil ama insanın çaresizliğinin artık dile vurmuş halidir. Çiftçiden başlayıp buna ve benzeri suçlara mani olması gerektiği için klişe ifadesiyle “vergilerimizle maaş alan” tüm yetkililere lanet okutuyor.
Sebebi ne olursa olsun kontrollü ya da kontrolsüz biçimde başlatılmış yangınlarla insanların hayatını tehlikeye atmak, yaşlıyı, çocuğu, hastayı düşünmeksizin anız yangınlarının ortaya çıkardığı zehirli dumanı solumak zorunda bırakmak nasıl bir terbiyesizliğin ahlaksızlığın vicdansızlığın göstergesidir dersiniz.
Hasat mevsiminin başlamasıyla her sabah aynı dumana aynı pisliğe uyanan bunca insanın hakkına girenler o eylemlerinin sonucunda kazanacaklarını onca insana kaybettirdikleriyle kıyaslamaktan aciz düşünmekten yoksun insan demeye dilim varmıyor.
Evrim teorisine inanan filozofların yıllardır karar kılamadıkları tanımlara birini daha ekletir. Ve insan anız yakan bir hayvandır dedirtir.
İnsanları anız yangınlarının ortaya çıkardığı onca sonuca mahkûm eden buna ilişkin hala çözüm üretmek kabiliyetinden yoksun sözüm ona hatta devletin bir zamanların moda ifade biçimiyle sözde yetkilileri göreve çağırmak bir yana bakın yine başladılar deyip sözde yetkili özde yetkisiz beceriksizlere göstermeye ihtiyaç var mı?
Bu anız ve sonuçları onların da aldıkları nefesi kirletmiyor mu?
Adam akıllı bir şeyler yapmak için daha ne bekliyorlar.
Bakın Batman Barosu suç duyurusunda bulunmuş ve hukuken yasaların açıklarından faydalanıp eylemlerini sürdürenlerin edepsizce bu suçu işleyenlerin önünü kesmeye çalışmış.
Batman Barosu sadece ekonomik çıkarlarını düşünerek anız yakanlar hakkında çevrenin kasten kirletilmesi ve genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçları işledikleri gerekçesiyle Batman ve Bismil Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulundu.
Anayasanın 56. Maddesine atıfta bulunarak Herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu hatırlatmış.
Baronun açıklaması suçun cezasına ilişkin; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” üst başlıklı 170. maddesine göre; 1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; Yangın çıkaran kişilerin altı aydan üç yıla kadar hapis olabileceğine değinmiş.
Batman Barosu, yukarda da belirttiğim gibi yasanın açıklarından faydalanarak suçu işleyenlerin ya da işletenlerin cezadan sıyrılma uyanıklığının önünün nasıl kesilebileceğine ilişkin de bir fikir varmış. “Tarla sahibinin dışında bir kimsenin tarlayı yakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve yakma fiilini gerçekleştirenler tespit edilemese dahi yakma fiilinden olumlu etkilenen tarla sahibinin yakma fiilinde sorumluluğunun olduğu tartışmasız..”
Suç duyurusunda bulunmak isteyen vatandaşların hukuki destek vermeye hazır olduğunu belirten Baroya teşekkür ederim. Şikâyet başvurusu için örnek dilekçeler Baro Başkanlığından ve mahalle muhtarlıklarından temin edilebiliyor.
Şükrü Erbaş’ın çok sevdiğim bir şiiri “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz” mutlaka okuyun. Başlığa bakıp hem şairi hem de şiiri çok seviyorum diye beni yargılamadan önce şiiri mutlaka okuyun. Erbaş şiiri bugün yazsa eminim bu anızları da eklerdi mısralarına ve belki de...
Unutmayın siz şikayet etmezseniz kimse etmez…