- 24-09-2020 18:40
- 7786
İki günü eşit olan ziyandadır, buyurmuş Allah’ın Resulü. Bu günümüz dünden, yarınımız bu günden farklı olmalı. Bu fark; imanda, amelde, fikirde ve ilimde kendini göstermeli. Bunu içinde ifrat ve tefrikten kaçınarak, hayatımızı yaşamanın anahtarı, bizi yaratanın mesajı Kur’an-ı kerime tabi olmaktır. Hayatımızın amacı Allah’ın rızasını kazanmaktır. Verilen nimetlerin bilincinde olarak, Allah’a şükretmek şiarımız olmalıdır. Her anımızın hesabını Allah’a verme gayesiyle yaşarsak, dünya ve ahiret mutluluğumuz artar. ‘’Hani Rabbiniz size şunu duyurmuştu: Eğer şükrederseniz size(olan nimetimi) artırırım, yok eğer nankörlük ederseniz iyi bilin ki azabım çok şiddetli olacaktır.’’(İbrahim suresi;7.ayet). Nimetin şükrünü eda için kadrini idrak gerekir. Bir nimetin kadrini laikiyle idrak, o nimeti vereni bilmekle olur. Her nimetin şükrü kendi cinsindendir. Şükür insanın neye daha çok değer verdiğinin göstergesidir. Zira neye şükrediyorsanız onun artmasını istiyorsunuz. Neye değer veriyorsanız ona çok şükrediyorsunuz demektir.
Allah’ın emri doğrultusunda hayatımızı sürdürmek bizi ziyandan kurtarır. İmanımıza, amelimize, fikir, zikir ve ilmimize değer vererek, Allah’ın nizamına tabi olarak ziyandan kurtuluruz. Her gün; imanımızı ,amelimizi, zikrimizi ve ilmimizi artırmak için gayret etmeliyiz. Şirkten, kötülükten uzak durmalıyız. ’’ Siz ey iman edenler! Allah’ın huzurunda eğilin! O’nun sizin için koyduğu yasaya tabi olun ve yalnızca Rabbinize kulluk edin! Birde hayırlı işler yapın ki ebedi kurtuluşa nail olasınız!(Hac suresi;77.ayet)’’ Allah(C.C) uğrunda üstün çaba sarf ederek gereği gibi mücadele edin: O (mesajını hayata taşımak için) sizi seçti. Ve O din konusunda sizi zora koşmadı.(sizden tek istediği) atanız İbrahim’in inancına(tabi olmanız). O sizleri bundan öncede bu vahyin(gelişinden) sonra da Müslüman olarak isimlendirdi ki, elçi sizin için iyi bir rol model olsun, sizde insanlık için iyi bir rol model olunuz. Şu halde, namazı hakkını vererek kılın ve zekatı içten gelerek verin; bir de Allah’a sımsıkı bağlanın: odur sizin tek efendiniz. O ne güzel koruyup kurtarıcı ve O ne güzel yardımcıdır!’’(Hac suresi;78.a.) İnsanın özgürlüğünü kısıtlamayan tek efendi O’dur!
İçinde yaşadığımız bu günkü demokratik, laik, düzen: insanı Allah’a kulluktan uzaklaştıran, kula kul, eşyaya, maddeye, nefse kul etmeye kurgulanmıştır. İnsanı gayesiz, inançsız, günlük yaşayan, ahret endişesi, hesap verme kaygısı olmayan hayatı insana yaşatmaktadır. Bu ortam imanının bilincinde olana büyük fedakarlık gerektirir. Hem kendi inancını yaşamak, hem de çevresine örnek olarak, insanların hidayetine vesile olmayı gerekli kılar.
Bu gün insanlık ziyandadır. Bu ziyandan kurtuluşun reçetesini Yüce RABBİMİZİN Mesajı Kur’an-ı kerimin Asr suresi bize bildirmektedir.’’1- Akıp giden zamana anadolusun ki, (insan türünün hasılat zamanı. Zaman öğle bir nimettir ki, cennet o varsa kazanılır. Müminin görevi zamana ait olmak değil, zamana sahip olmaktır. Zamana sahip olmayan nimete nail olamaz.) 2-(ömrünü israf eden) insan tarifsiz bir ziyandadır.(insanlık cevheri yok olan insan kaybolmuştur. Bu kayıp manevi ve uhrevidir.) (iman ameli, amel daveti, davet sabır ve sebatı gerekli kılar.) 3-Ancak iman edenler, salih amel işleyenler(kurtuluşun temel şartı iman ve onun üzerine bina edilen salih amel) ve birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna.(İnançta tevhidi, eylemde salihat ve adaleti tavsiye etmektir.) Sabır: hak ve hakikat üzerinde direnmektir. Düzeltme işinden vaz geçmemektir. Sabır, izzet ve şeref verir. Sabrı tavsiye kişiyi aktif iyi yapar. Kurtuluşun anahtarı aktif iyilerin elindedir. Toplumun kurtuluşu sadece emir ve yasaklarla değil, iman ve salih amel sahiplerinin hakkı ve hakta direnişi tavsiyeleri ile sağlanacaktır. Hakkı ve sabrı tavsiye etmeyen fert ve toplum, isterse mümin olsun ziyandan kurtulamaz. Yine; ‘’ Ve öğlesine çetin bir sınava karşı tetikte ve tedbirli olun ki, o içinizden yalnızca zulmetmede ısrarlı kimselere musallat olmakla kalmayacaktır. (pasif iyileri de kuşatacaktır. Pasif iyi aktif kötünün destekçisidir.) Ve iyi bilin ki Allah’ın azabı pek şiddetlidir.’’(Enfal;25.ayet). Ey RABBİMİZ bizi ziyanda olanlardan, ziyanda kalanlardan eyleme!
Sözün özü; zorlukla beraber tarifsiz bir kolaylık vardır.(zorlukla kolaylık iç içedir. Ve her zorluk, o zorluğu aşacak güç ve kabiliyeti kendi içinde barındırmaktadır.) (İnşirah suresi;5.a) ‘’Evet, evet; zorlukla beraber mutlaka tarife sığmaz bir kolaylık vardır.’’(İnşirah suresi;6.ayet) İşte bunun içindirki, omuzundaki yük ağırlaştıkça, sorumluluğun büyüdükçe, aynı oranda kalbine sebat ve kararlılık vereceğiz. Senin tahammül gücünü yükselterek zorlukları kolayca aşmanı sağlayacağız. ‘’Şu halde, bir zorluğu aştığında yılma, başka bir işe giriş!’’(İnşirah 7.a.) Zorluğu aşınca tebliğe devam et, bir işi halledince başka bir işte yorul! Her zorluğun beraberinde kolaylığı gör ve tatil değil tebdil yaparak bir başka işle dinlen. ‘’ Ve(bu kutlu yolculuğunda tüm kalbinle ve) sadece RABB’İNE yönel!(tek hedefin O’nun rızasını kazanmak olsun)(İnşirah;8.ay.) (Yalnız senden yardım isteriz. Sözüne sadık kal! Madem RABBİN sana rağbet etti, sende RABBİNE rağbet et! Zira O’ndan başka hiçbir şey rağbete değmez.
Dostlar; her anımızı hayatın inşa projesi Kur’an-ı kerimin rehberliğinde yaşamalıyız. Ancak o zaman kendimizi yenileyerek zarardan kurtuluruz. Dünya ve ahiret mutluluğunu elde ederiz. Ey RABBİMİZ! Bizi ziyanda olanlardan ve ziyankarlardan eyleme! Her daim senin rızana göre kendimizi yenileyenlerden eyle! Amin . Selam ve dua ile.