- 25-10-2017 16:21
- 15388
Kitap, insanı değil insanlığı okur!
İnsan ise kitabı okursa, dünyayı okur!
Kitapsız insan karanlık, karanlık bir dünya ise saçmalık olur!
Bundandır ki yüce dinimizin ilk emri, ibadet, adalet, sadakat değil, okumaktır.
Lakin hepsinin temeli okumaktan geçer.
Okumadan öğrenilen değerler, gelir geçer!
Okunarak alınan değerlerse, insanın zihnini deler geçer!
Dünya’nın bütün büyük zaferlerinin altında okunan ilim ve ilme olan saygının yattığını görürüz!
Büyük imparatorlukları, büyük ordular ve güçlü silahlar değil, güçlü bilginler ve büyük bilimsel keşifler imar etmiş, büyütmüş ve korumuştur.
Bu dengenin bozulmasıysa, o imparatorlukları tepe taklak etmiştir.
Bunun içindir ki bizi sevmeyenler bizimle kitap arasına set olmuştur.
Bilimi bize kötü göstermiştir!
Araştırmayı yasaklamış, yeniliği men etmiştir!
İcat çıkarmak için emir veren dinin evlatlarını, “icat çıkarma” diye evlere hapsetmiştir!
Bütün sistemi okumamak veya okuduğunu anlamamak üzerine kurmuştur!
Bunu da farklı renk ve dillerle değil bizim rengimiz ve dilimizle ve dinimize mal ederek yapmışlardır!
Asıl vatan hainliği budur!
Tarihimiz yeniden yazılırsa ki mutlaka bunun olması gerekir!
Bu maskeli kardan adamların kardan kaleleri eriyip, ihanet kanalizasyonlarına akacaktır…
Sadede gelecek olursak, hafta sonu Batman’da 1. Kitap fuarı açıldı.
Kitap, yazar ve okurun aynı nokta da buluştuğu bu etkinlikte, büyük izdiham yaşandı.
İnsanlar açtı, yazanı görmek, okuduğunu yazanıyla tartışmak, farklı pencereler açmak, yeni kitaplar, farklı bakış açıları…
Bu mükemmel bir duyguydu!
Çocuklarımla gittim açılışa, izdihamdan giremedim.
Akşam tekrardan gittim.
Ayaklarım şişene kadar dolaştım, yazarlarla tanıştım, kitaplarla koklaştım, kelimelerin arasında dolaştım…
Lakin dolaşan daha genç daha diri daha uyanık birileri daha vardı.
Okumayı yeni söken oğlum ve onun bir alt versiyonu...
İkisi de yapışmışlar kitaplara, baba şunu al, baba bunu al...
Tabii ki heveslerini kırmadık.
Sabah uyanınca da bunların ellerinde kitap, mahmur gözlerle sayfaları karıştırdıklarını gördüm.
“Korkun ulan bizden” dedim.
“Biz okuyoruz, okuyorsak geliyoruz” demektir.
Okuyandan kim korkar, esaret, cehalet ve karanlık cibilliyet!
Bu süper bir duygu...
Dikkatimi çeken bir husus daha oldu.
Bazı yazarlar düşüncelerin derinliklerinde insana tur attırırken, bazılarıysa sığlığın kitabını yazıp “siz niye yazmıyorsunuz?” diyor.
Bu sığ kitaplar da en az derin kitaplar kadar katkı sunuyor insana.
İnsana umut ışığı oluyor, “ulan bu yazdıysa, ben kralını yazarım” diyorsunuz!
Hatta birinin kapağına bakıp güldüm.
İçine baktım, kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi.
Stantta ki görevliye, “şaka olsun diye mi yazmış bunu?” dedim.
O tutmadı kendini, bastı kahkahayı…
O da bize çok şey kattı.
Okumak ve yazmak gerekir. Herkesin okuyacağı ve yazacağı bir şeyler mutlaka vardır.
Yeter ki siz yolu açın!
Allah bu yolu açanlardan razı olsun.
Kitabın bol olduğu, okuyanın çok olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…