- 12-11-2019 17:51
- 15494
Cabir İbnu Semure (ra) anlatıyor: Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme, intihar eden bir kimse haber verilmişti.
"Ben üzerine namaz kılmıyorum!" buyurdular."(K.Sitte 4937 no hadis. Ebu Davud.)
Toplumda dini değerlere verilen önemin azalması, beraberinde maddi ve manevi sıkıntıları getirmiştir.
Özellikle dincilik (Mütedeyyin, Dinini bütün yasayan, Dine önem verenler değıl) Fitnesi, dini/dinsizliğin siyasete ve çıkara alet edimesi beraberinde oluşan kutuplaşma faydası değil maddi ve manevi zarar/tahribat büyük olmuştur.
Yıllarca dinini doğru öğrenmede yoksul bırakılan halk; cahil kalmış, tahkiki imanın yerini taklidi iman almıştır.
Allahın emri, ahiret boyutu, cennet ve cehennem unutulmuştur.
İman esaslarına bil hakkıyla inanmak, toplumda azaldığında büyük günahlar normal karşılanmaya hatta taraftar bulmaya başlamıştır.
İçki, kumar, faiz... ve diğer büyük günahların yasal olması, tv, pano, gazete ve benzeri yerlerde reklamlar ile cazip hale getirilmiştir.
Bu günahlardan biride belki de en büyüğü intihar etmektir.
Kişiyi intihara götüren nedenler içinde dinen meşru sayılan sebepler varsa, bu sebeplerin giderilmesinde ihmalkarlığı olanlarda elebette Allah katında sorumlu olacaklardır.
Yine de gerekçesi ne olusa olsun, İntahar etmek haramdır ve intihar edenin gidileceği yer de cehennemdir.
İntihar eden kişi haksız biçimde cana kıymış (Kendi cani olsa dahi) katil olmuştur.
Birisini öldürmek veya intihar etmek arasındaki fark ise, Katilin tövbe etme imkanı varken, intihar edenin bu hakkı olmadığıdır.
Toplu intiharlar, intihar edenler her ferd kendisi sorumlu olduğu gibi sebep veya ihmali olanlar da sorumlu olacağıydı.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
"Kim kendini dağdan atarak intihar ederse cehennemlik olur. Orada ebedi olarak kendini dağdan atar.
Kim zehir içerek intihar ederse, cehennem ateşinin içinde elinde zehir olduğu halde ebedi olarak ondan içer.
Kim de kendisine demir saplayarak intihar ederse, cehennemde ebedi olarak o demiri karnına saplar."(Kutubi site 4935 Buharı, Müslim, Tirmizi, Neşri, Ebu Davud.)
Ülkemiz gibi halkının büyük çoğunluğu müslüman olan bir Ülkede, fakirlik ve yoksulluk gibi nedenlerle toplu intihar vakaları oluyorsa, başta iktidar olmak üzere hepimizin sorumlulu olduğudur.
Merhamet dini olan islam: "Komşusu ac iken tok yatmayi" "Kendi nefsine istediğini müslüman kardeşine istemeyi", "veren elin alan elden hayırlı olduğunu", "Allah için verilen şeyin yediyüz misli ile ahirette verilecegini", "Altın ve gümüşün geçmediği gün gelmeden sadaka vermeyi" emir eder.
Bu ve buna benzer islam emrine önem verenler mükafat alacağı gibi gücü yettiği halde yapmayanlar da elbette hesap vereceklerdir.
Duyarlı müslüman ve islamın insan haklarına verdiği değerlerden haberdar olsak belkide bu iki toplu intiharin önune geçmiş olabilirdik.
Devletin sosyal politikalari olması, insanların maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılaması aslı görevlerindedir.
Yine "Devleti ihya etme yerine halkı ihya etmek", "Israf ve şatafat yerine ihtiyaç sahiplerine yardım" etmekte görevleri içinde yer almalıdır.
Mutlu bir azınlık yerine, fakir, miskin ve ihtiyaç sahiplerine hizmet edilmelidir.
Dinimiz ve insan olmamız bunları gerektirir.
Selam ve dua ile